Sinema tarihi başlangıcından
itibaren belli başlı dramatik anlatı temsillerini içerir. Aristo'nun
"Poetika"sından temellenen bu dramatik anlatılarda erkek özne
konumunda ele alınır ve kadın karakter temsilleri ya erkeğin gözünden ya da
erkeğin etkisinde şekillenir. Erkeğin konumlanışı aynı zamanda kadının da yaşam
alanını belirler. Bu çerçeveden bakıldığında dünya sinemasındaki örneklerine
benzer olarak genelde Türk Sineması tarihi, özelde ise yakın dönem Türk
Sineması örnekleri çoğunlukla erkek hikâyelerine yaslanır. Dönemdaşlarının
aksine Senem Tüzen'in Anayurdu adlı filmi bir yandan yaygın taşra
anlatılarından farklı bir anlatımla anayurduna dönen bir kadının hikâyesini
anlattığı, diğer yandan anne kız çatışmasına yer verdiği için bu çalışma
kapsamında incelemeye değer bulunmuştur.
Bu yaklaşımdan hareketle filmin anlatısına temel oluşturan anne-kız
çatışması Carl Gustav Jung'un arketipleri çerçevesinde betimsel bir analizle
incelenmektedir. Bu inceleme kapsamında çalışmanın ilk bölümünde Carl Gustav
Jung'un arketiplerine ilişkin kavramsal yaklaşımına ilişkin literatüre yer
verilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise filmin hikâyesi bağlamından
hareketle anne-kız çatışması Jung ve dolayısıyla arketiplerle ilişkileri çerçevesinde
ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
Cinema has embodied certain dramatic narrative representations since the
beginning of its history. In these dramatic representations which stem from
Aristotle’s Poetics, male is treated as the subject and female characters take
shape either via the male gaze or its influence. Also the status of the male
determines living space of the female. When examined from this aspect the
history of Turkish Cinema in general, like its examples in world cinema, and
the recent era of Turkish Cinema in particular lean mostly on male stories.
Senem Tüzen’s movie MOTHERLAND was considered suitable to be examined for this
study because on one hand, the movie unlike its contemporaries tells the story
of a woman who goes back to her homeland with a different narration than the
prevalent rural narrative, on the other hand Tüzen includes mother-daughter
conflict to the narration. Based on this approachh the mother-daughter conflict
which forms a basis for the narrative of the movie is analysed within the scope
of the archetypes of Carl Gustav Jung. In the first part of the study literature
about conceptual approach of Carl Gustav Jung’s archetypes is presented. Based
on this context, the second part presents mother-daughter conflict with its
relations to Jung ergo archetypes.
Turkish Cinema Rural Social Gender Mother-Daughter Archetype
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
---|---|
Bölüm | İletişim |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Kasım 2017 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2017 |
Kabul Tarihi | 1 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |