Bu çalışmada, Kazuo Ishiguro‟nun Günden Kalanlar (1989) romanında hakim olan anlatı güvenilmezliğinin retorik-odaklı anlatıbilim çerçevesinde, özneleşme kavramına odaklanarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Romanın iç anlatıcısı, yaşlanmakta olan uşak Stevens, güvenilmez anlatıcı tanımına problemsiz olarak uymaktan çok uzaktır. Bu yüzdendir ki, romanda anlatı güvenilmezliği kullanımı, ulusal kimlik ve İngilizlik gibi temel temalarla bir arada incelenmelidir, çünkü Stevens‟ın anlatımı aracılığıyla bunlara benzer üstanlatıların birer kurgu olduğu açığa çıkarılabilmektedir. Romanda tartışılan başka bir konu ise, kaçamaklı, yetkisiz, bastırılmış ve gizleyici olarak sorunsallaştırılan anlatı işinin kendisidir. Stevens‟ın anlatımı son derece geriye dönüktür; yanlızca Lord Darlington‟un hizmeti altındayken geçen „muhteşem‟ günleri yeniden yadetmek için değil, aynı zamanda kendi kimlik anlayışını bu „muhteşemlik‟ temeline kurmak için geçmişe bakmaktadır. Bu bağlamda, Günden Kalanlar‟da güvenilmez anlatıcıya yer verilmesinin çeşitli işlevleri ele alınarak, anlatının sakınılması veya baskılanması, hafızanın yanılabilirliği ve benlik ile ulusal kimliğin parçalanması yoluyla belirgin hale gelen Stevens‟ın güvenilmezliğinin belirli çıkarımlarına ulaşmak mümkündür.
güvenilmez anlatıcı anlatı güvenilmezliği ulusal kimlik özneleşme anlatı teorisi
The objective of this study is to analyse the predominating narrative unreliability in Kazuo Ishiguro‟s The Remains of the Day (1989) within the framework of rhetorical narratology with a specific focus upon the notion of subjectivity. The homodiegetic narrator, the ageing butler Stevens, is far from fitting unproblematically into the definition of unreliable narrator. The exploration of the employment of narrative unreliability in the novel must, therefore, be aligned with central themes like the national identity and Englishness precisely because it is through Stevens‟s narration that these grand narratives can be revealed as fiction. What is at issue in the novel is also the very act of narration itself, which is problematized as evasive, nonauthoritative, repressed, and obfuscating. Stevens‟s narration is profoundly retrospective, looking backwards not only to retrieve the past memories of „great‟ days in the service of Lord Darlington, but also to base his own subjectivity upon this „greatness‟. In this respect, by dealing with various functions of the use of an unreliable narrator in The Remains of the Day, it is possible to come up with certain implications of Stevens‟s unreliability that is rendered manifest by means of evasion or repression of narration, fallibility of memory, and disintegration of subjectivity and national identity.
unreliable narrator narrative unreliability national identity subjectivity narrative theory
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | İngiliz Dili ve Edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 19 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |