Dams, in addition to the mission they fulfil, are among the most important structures as indicators of civilization. In Anatolia, which has rich water resources, various dams were built by the Urartians, Hittites, and Romans within the framework of the technical possibilities of the period. It is known that dams were built by the Ottoman State from the 17th century onwards. Within the scope of the public works activities accelerated after the proclamation of the Republic, waterworks were given special importance, and new public institutions equipped with special authorities and responsibilities were established to ensure the construction of dams to benefit from the flowing waters with the personal instructions of Mustafa Kemal Atatürk. In 1939, after the Directorate of Water Affairs under the Ministry of Public Works became operational, dam construction started to increase. However, with the uncertainty of the world situation before World War II and the outbreak of World War II shortly thereafter, dam construction in Turkey, like other public works activities, stagnated. Beginning in 1948, this stagnation ended with the receipt of American aid and the implementation of an accelerated investment policy with the Democratic Party (DP) government in 1950. However, the Republic of Turkey's resources were extremely inadequate for the construction of dams and hydroelectric facilities, which are referred to as major water works in the country's administration. This situation also posed another major problem and forced Turkey to seek foreign aid. In particular, the applications made to obtain most of the loans from the International Bank for Reconstruction and Development, the need to find a consultant firm, and the attempts to obtain technical equipment and personnel became a national struggle. The Western states, who considered Turkey within the scope of their imperialist policies, often used this situation as an opportunity for their actions and thus Turkey was caught in an imperialist spiral. This study evaluates the struggles to secure foreign support for the construction of dams during the Democrat Party rule and the results of these struggles on the axis of the documents and information reflected in the State Archives of the Republic of Turkey. In addition to archival documents, the article utilizes parliamentary minutes, some press organs of the period, and copyrighted and analysed works.
Democratic Party Dams International Bank for Reconstruction and Development
Barajlar, yerine getirmiş oldukları misyonun yanı sıra birer medeniyet göstergeleri olarak da son derece önemli yapılar arasında yer almaktadır. Zengin su kaynaklarına sahip Anadolu’da Urartular, Hititler ve Romalılar tarafından dönemin teknik imkanları çerçevesinde çeşitli barajlar vücuda getirilmiştir. Osmanlı Devleti döneminde 17. yüzyıldan itibaren barajların yapıldığı bilinmektedir. Cumhuriyet’in ilanından sonra hız verilen bayındırlık faaliyetleri kapsamında su işlerine ayrıca önem verilerek Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat talimatlarıyla akan sulardan faydalanmak amacıyla baraj yapımını sağlayacak özel yetki ve sorumluluklarla donatılmış yeni kamu kurumları ihdas edilmiştir. 1939 yılında ise Nafia Vekaletine bağlı Su İşleri Reisliğinin faaliyete geçirilmesinden sonra baraj inşaatları artış göstermeye başlamıştır. Ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan önce dünyanın alacağı durumun belirsizliği ve kısa süre sonra da İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Türkiye’de diğer bayındırlık faaliyetleri gibi baraj yapımında da bir durağanlık yaşanmıştır. 1948 yılından itibaren özellikle Amerikan yardımlarının alınmaya başlanmasıyla ve 1950 yılında Demokrat Parti (DP) iktidarı ile birlikte gittikçe hızlanan bir yatırım politikası tatbik edilerek bu durağanlık son bulmuştur. Fakat ülke yönetiminde büyük su işleri olarak adlandırılan barajlar ve hidroelektrik tesislerinin kurulması için Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi öz imkanları son derece yetersizdir. Bu durum ayrıca büyük bir sorun daha teşkil etmiş ve Türkiye’yi dış yardım almaya mecbur bırakmıştır. Özellikle kredilerin büyük kısmının Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası’ndan temin edilmesi yolunda yapılan başvurular, müşavir firma bulunması gerekliliği ve teknik ekipman ile eleman temin edilmesi gibi hususlarda yapılan girişimler adeta bir millî mücadele halini almıştır. Türkiye’yi emperyalist politikaları kapsamında ele alan Batılılar ise bu durumu kendi aksiyonları için çoğu zaman fırsat olarak kullanmışlar ve böylelikle Türkiye adeta bir emperyalist sarmal arasında kalmıştır. Bu çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivleri’ne yansıyan belge ve bilgiler ekseninde Demokrat Parti İktidarı döneminde barajların yapımı için dış destek sağlanması konusunda verilen mücadeleler ve bunların sonuçları değerlendirilmiştir. Makalede arşiv belgeleri dışında meclis tutanaklarından, dönemin bazı basın organlarından, telif ve tetkik eserlerden faydalanılmıştır.
Demokrat Parti Barajlar Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Journal of Universal History Studies © 2018 by Sabit Dokuyan is licensed under CC BY-NC-SA 4.0