İletişim
ve bilgi teknolojilerinde yaşanan değişimler sayesinde internet ve akıllı
telefon kullanımı, yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Yaşanan bu
gelişmelerle birlikte bireyler, herhangi bir şeye tıklayarak anında erişebilen
dokunmatik toplumların birer üyesi haline gelmişlerdir. Bebeklerden
yetişkinlere kadar artık herkesin gündelik ihtiyaçları doğrultusunda teknoloji
kullanımı, dijitale ve internete bağlı olma durumunu doğurmuştur. Maslow’un
ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında yer alan gereksinimlerin büyük bir çoğunluğu
artık sanal ortam üzerinden doyurulmaya çalışılmaktadır. Yemek siparişi vermek,
iş aramak, arkadaş edinmek, sosyalleşmek, bilgi edinmek, eğlenmek ve saygınlık
elde etmek için internet bazlı dijital ortamlar tercih edilmektedir. Bu sebeple
bireyler, her geçen gün gelişen ve değişen bu ağa bağlanmakta ve işlerini adeta
görünmeyen bir el vasıtasıyla kolaylaştırmaktadırlar.
Günümüzde
bireyler internet teknolojisini, gündelik ihtiyaçların yanı sıra sosyal ağlara
bağlanmak için de kullanmaktadır. Sosyal ağlar üzerinde bireyler istedikleri
zaman bilgi, video, resim paylaşımı yapabilmekte, arkadaş ve akrabalarını takip
edebilmektedirler. Sosyal medyanın sağladığı özgürlük hissi, gözetlemeye
(stalk) imkan vermesi, alınan beğeniler adeta bulaşıcı bir enerji etkisiyle
bireyleri kontrol etmekte ve sosyal ağa bağlanma durumunu kuvvetlendirmektedir.
Ayrıca insanların gelişmeleri kaçırmama, sosyal ya da fenomen olma istekleri ve
bazı mekanların takipçi sayısına göre kabul durumları da sosyal ağlara olan
ilgi ve talebi arttırmaktadır. Yaşamımızla adeta bir bütün olan internet,
akıllı telefon ve sosyal ağ üçlüsünün yoksunluğu ya da bunlardan yoksun kalma
fikri insanlarda yeni korkuların oluşmasını sağlamıştır. Bu korkular
netlesfobi, nomofobi ve fomo kavramları olarak karşımıza çıkmaktadır. Herhangi
bir yerde internetten yoksun olma korkusu netlesfobiyi; bir yerde telefonsuz
kalma ya da telefonsuz dışarı çıkma korkusu nomofobiyi ve sosyal medyadaki
gelişmeleri kaçırma korkusu ise Fomo (fear of missing out)’yu ifade etmektedir.
Bu bağlamda bahsi geçen yeni nesil korkular üzerinde endişe edilmeli mi, bu
korkular bağımlılık durumunun bir yansıması mı, bu hususta toplumumuz ne
durumda ve en çok kimler risk altında merak konusu oluşturmaktadır. Bu düşünceden
hareketle, netlessfobi, nomofobi ve fomo konularının ele alındığı bilimsel
çalışmalar incelenerek bir içerik analizi çalışması yapılmıştır. İncelenen makale ve tezlerde araştırılan
konuların eğilimi ne yönde, hangi konularla ilişkileri var, çalışma grupları ve
araştırma türleri neler tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada söz konusu
kavramlar üzerinde kategorik bilgiler elde ederek, alanda çalışma yapacak
olanlara bir kesit sunulması da amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 15 |