Namaza başlanıldığında Fâtihâ Sûresi’nden önce istiâze etmek Mâlikî Mezhebi hariç diğer üç mezhep tarafından amel edile gelen bir uygulamadır. Konuyla ilgili nakledilen rivâyetlere göre az sayıda da olsa bazı sahâbiler namaza bu şekilde başlamışlardır. Ayrıca tâbiînin önde gelen isimlerinin de istiâze ile kıraâte başladıkları nakledilmiştir. Ancak bu istiâzeler alışıla gelen tek tip bir istiâze olarak karşımıza çıkmamaktadır. Ayrıca bazıları Fâtiha Sûresi’nden önce bazısı ise sonrasında istiâze etmişlerdir. Nitekim çalışmamızda da görüleceği üzere bu farklı uygulamalar musannifler tarafından da bab başlıklarına yansıtılmıştır. Konuyla ilgili Hanefî Mezhebi’nin kurucularının söylemlerine baktığımızda, İmâm Muhammed’in el-Asl’da namazın kılınışını anlatırken Sübhâneke Duâsı’nın ardından namaz kılan kişinin içinden istiâze edeceğini söylediğini görmekteyiz. Hem İmâm Muhammed hem İmâm Ebû Yusuf Âsâr’larında bunu İbrâhîm en-Nehâî’nin söylemine dayandırmışlardır. Bunun haricinde neden bu şekilde istiâze ile başladıklarına dair onlardan herhangi bir delil tespit edemedik. İmâm Mâlik ise Ramazan ayı hariç farz namazda kıraâtten önce istiâze edilmesini doğru bulmamaktadır. Bu uygulamaların gerekçesini ise Medine amelinin ve Medine kurrâlarının uygulamalarının bu şekilde devam ede gelmesi olarak sunmaktadır. İmâm Şâfiî konuyla ilgili bazı deliller ortaya koymuştur. “Kur’ân okuduğun zaman kovulmuş şeytandan Yüce Allâh’a sığın” âyetini ve Ebû Hureyre ve İbn Ömer uygulamalarını delil olarak sunmuştur. Bu sahâbilerden naklettiği rivâyetler zayıftır. Hz. Peygamber’in kıraâte istiâze ile başladığına dair herhangi bir rivâyet ortaya koyamaması ise önem arz etmektedir. Ebû Dâvûd’un ve Ahmed b. Hanbel’in oğlu Abdullah’ın İbn Hanbel’den naklettiklerine göre o istiâze çekilmesini uygun bulmaktadır. Ancak konuyla ilgili herhangi bir rivâyeti delil olarak kendisinden nakletmemişlerdir. Kütüb-i Sitte müellifleri ise bu konuyu “Tekbirden sonra ne söylenir?” veya “Namaza kendisine ile başlanılan duâlar” vb. başlıklar altında ele almışlardır. Buhârî eserinde söz konusu bablarda Hz. Peygamber’in namaza istiâze ile başladığına dair herhangi bir rivâyet tahrîc etmemiştir. Aksine Enes b. Mâlik’ten Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekr ve Hz. Ömer’in kıraâte direkt Fâtiha Sûresi ile başladığına dair bir hadis naklederek Mâlikî Mezhebi ile aynı uygulamayı tercih etmiştir. Müslim’in Sahîh’inde de Hz. Peygamber’in Fâtiha’dan önce istiâze ettiğine dair herhangi bir rivâyet görmemekteyiz. Sünen-i Erbaa sahipleri ise eserlerinde söz konusu bablarda Hz. Peygamber’in kıraâte istiâze ile başladığına dair rivâyetleri nakletmişlerdir. Bu eserlerde nakledildiğine göre dört sahâbî Hz. Peygamber’in namaza istiaze ile başladığını nakletmişlerdir. Bunlar; Ebû Saîd el-Hudrî, Cübeyr Mut‘im, Abdullâh b. Mes‘ûd ve Ebû Ümâme el-Bâhilî’dir. Çalışmamızda da görüleceği üzere bu sahâbilerden nakledilen rivâyetlerde ve haklarında önemli ihtilaflar söz konusu olmuştur. Örneğin Hz. Peygamber’in bunu ne zaman söylediği farklı şekillerde nakledilmiştir. Kimine göre gece teheccüde kalktığında, kimine göre gece namaza başladıktan sonra kimine göre de tüm namazlara başlarken söylemiştir. Ayrıca rivâyetlerde de görüleceği üzere Hz. Peygamber tarafından okunduğu nakledilen bu istaîze yaygın istiâzeye göre bazı farklılıklar da içermektedir. Bazı muhaddislere göre bu konuda nakledilen ve en iyi hadis olarak gösterilen rivâyetin aslı mürsel olup sonra muttasıl hale getirilmiştir. Ayrıca bir başka husus da konuyla alakalı aynı bir rivâyet için farklı muhaddisler tarafından zayıf veya hasen hükmünün verilebilmesidir. Ya da bir muhadisin zayıf saydığı bir rivâyeti konuyla alakalı farklı tarîklerin varlığından hareketle başka bir muhaddis sahîh sayabilmektedir. Bütün bu bilgiler sünnet olarak ifade edilen bu uygulamanın yani namazda kıraâte istiâze ile başlamanın kaynağının Hz. Peygamber dışında bir kaynak olma ihtimalini de zihne getirmektedir. Bu uygulamanın sahâbe ve tabîîn dönemi âlimleri veya kurrâları tarafından başlatılma olasılığının da göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatini taşımaktayız. Amacımız bütün bu veriler ışığında Hz. Peygamber’in namaza başladığında mu‘tad bir şekilde Fâtiha Sûresî’nden önce istiâze edip etmediği hakkında bazı sonuçlara ulaşabilmektir.
Invoking before starting prayer(ṣalāh) with the Surah Fatiha is a practice that has been acted by the three sects except Maliki. Regarding to the narrations about the subject, even sahabis were in a small number they started prayer (salaah) like this way. Besides, it was narrated that the prominent names of tabiin also started recitation with invocation. Nevertheless, these invocations does not appear as ordinary and standardized invocations. In addition, some invoked before the Surah Fatiha and some after. Hence, as can be seen in our study, these different practices were represented in chapter headings by musannifs (authors), too. Relevant to this issue, when we look at the statements of the founders of Hanefi sect, we see that Imam Muhammed while explaining how to perform prayer (salaah) in el-Asl said that a person who prays (performs salaah) after Subhaneke prayer will invoke silently. Both Imam Muhammed and Imam Ebu Yusuf in their Asar’s attributed this to the statement of Ibrahim en-Nehai. Apart from this, we could not determine any evidence from them regarding why they started with an invocation like this. Imam Shafi'i put some evidence relevant to this issue. He put the verse “While reciting the Kur’an take refuge from the accursed Satan” and Ebu Hureyre’s and Ibn Omer’s practices as evidence. The narrations he related from these sahabis are weak. His disability presenting any narration about the Prophet’s starting recitation with invocation has an importance. According to the narrations from Ibn Hanbel related to Ebu Davud and Abdullah, the son of Ahmed b. Hanbel, he approved invoking. Nevertheless, they did not relate any narration from him regarding to the issue as evidence. The Kutub as-Sittah authors discussed this issue under the headings “What is said after takbir?” or “Prayers with which prayer (salaah) is started” etc. In his work, Buhari did not deduce from those chapters any narration regarding to the Prophet’s starting prayer (salaah) with invocation. On the contrary, he chose the same practice as the Maliki sect while narrating a hadith from Enes b. Malik that the Prophet, Ebu Bekr and Omer started recitation directly with the Surah Fatiha. Also in Muslim’s Sahih, we could not see any narration regarding to the Prophet’s invocation before the Surah Fatiha. The owners of Sunan collections narrated in relevant chapters of their works that the Prophet started recitation with invocation. Narrated in these collections, four sahabis related that the Prophet started prayer (salaah) with invocation. These are Ebu Said el-Hudri, Cubeyr Mut’im, Abdullah b. Mes’ud and Ebu Umame el-Bahilî. As can be seen in our study, there has been significant disagreement on the narrations related from these sahabis and from themselves. For instance, the time the Prophet said this was narrated differently. To some he said this when he woke for prayer (salaah) at night, to some after he started prayer (salaah) at night and to some while starting all prayers (salaahs). Besides, as seen in the narrations this invocation that was recited from the Prophet involves also some differences regarding to the common invocation. To some muhaddisths (hadith scholars), the origin of the narration that was related and shown as the best hadith, was originally mursal and made muttasil afterwards. Futhermore, another point for the same narration regarded to the topic is that deducing weak or hasan from different muhaddisths. Or another muhaddisth could count the narration as sahih regarding to the existence of different tariks which were related as weak by a muhaddisth. All this information is the source of this practice, which is expressed as sunnah, that is, starting the qiraah with ınvocatıon in prayer brings to mind the possibility of the source other than the Prophet. We think that the possibility of this practice being started by the scholars or the Qurra of the Companions and Tabiin period should not be ignored. Our aim is to reach some conclusions about whether or not the Prophet invoked before the Surah Fatiha customarily while starting the prayer
(ṣalāh).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 1 |