There
are no common rules among hadith transmitters about mentioning the names
in isnād. Sometimes, they mention only the transmitter’s name or his
father’s name or both. Sometimes, they confine oneself to telling only name and
tag. Sometimes they mention the transmitter and his father’s full name. And
sometimes they mention the name of transmitter’s grandfather and his nickname.
All this much available in Hadith books but those names are repeated many times
because of their ampleness. We sometimes can see that the name only, sometimes
with father’s name and sometimes with nickname. Therefore, we feel the need of
something that to distinguish the transmitters name from other names. If a name
cannot be distinguished from the other names, scholars called this name as “mühmel”.
The distinguishing of “mühmel” names are requiring another wisdom and
knowledge. There are simple mühmel names and difficult mühmel
names. It is simple the distinguish that if a name called/accepted as a mühmel
name because of the difference between the schedule of hadith, as in this
case it is understandable the schedule that which the transmitter belonging to.
There are two sections for transmitters who are in the same schedule, or who is
lived in the same century: 1. Who become different by in teacher and in
student. It is simple to distinguish them each other by looking the teacher and
his students. In this way, it is simply understandable the transmitters
identity. 2. Who become the same by in teacher and in student. The distinguishing
here is very difficult if the transmitter did not distinguish them. Because
researcher needs to find some evidence for distinguish the transmitter from
others. If there are two transmitters who called by same name and one of them
weak, and the other is reliable, the distinguishing those two is
necessary. Because, adjudging a hadith
is depends on the transmitter’s identity. By the transmitter’s identity, daif
(weak) hadith and sahih (correct) hadith can be distinguish each other. If
those two transmitters (both of them) are reliable, then the other criteria be
examined. For instance, looking at being incompletely transmitted or fraud.
Therefore, the researcher can identify the transmitter’s idendity, and can
adjudge the hadith. Hence this second section is more difficult from the other
one. Because we are talking about the transmitter that lived in the same
century and his teacher and his students similar with others. Our work is about
this second section. As a sapmle, we will examine Sufyân b. Uyeyne and Sufyan
b. Sa’id es-Sevrî. This two are arbiters about the defective (ma’lul) hadith’s,
transmitters and law (fıqh). So, it is important the mentioning them because of
modification the left out transmitter’s name. They are transmitted many hadith
and these hadiths are be in the Kutub-u Sitte (The Six Standard Collections).
The transmitters that reported hadith from those two, are mentioning their
names unconditionally. Many scholars are make effort to distinguish their names
in hadith expounds. If one of them be in isnad, the scholars recorded his name
as like: Sufyan (Sevrî – Ibn Uyeyne). İbn Hâcer el-Askalânî is one of the
expounder that make effort about this subject. His famous work of expound is
one of the Bukhari expound called Fethu’l-Bârî. In his work Fethu’l-Bârî, İbn
Hâcer has distinguish Sufyân b. Uyeyne and Sufyan b. Sa’id es-Sevrî from each
other. When he had distinguished them, he also point out the reasons of prefer
one to the other. As a researcher, we gathered and examined those reasons that
İbn Hâcer pointed out. Indeed, this reasons and rules although concentrate this
two, also important for to determining the other mühmel names. The
number of this reasons and rules is fourteen.
Hadis
ravilerinin isnatlardaki isimleri zikretme konusunda genel geçer bir kuralları
yoktur. Bazen raviyi ismi ile veya babasının ismi ile veya her ikisinin ismi
ile zikrederler. Bazen de ravinin lakabıyla ve künyesi ile yetinirler. Bazen
isminin ve babasının isminin tamamını zikrederler. Bazen de dedesinin ismi ile
lakabını zikrederler. Bütün bunlar hadis kitaplarında fazlaca mevcuttur. Ancak
bu isimler çokluklarından dolayı oldukça fazla tekrar edildiler. Bazen bir
ismin tek olarak, bazen babasıyla bazen de lakabıyla görebiliyoruz Dolayısıyla
o ismi diye isimlerden ayırt eden bir şeye ihtiyacımız oluyor. Eğer ki bir isim
diğerlerinden ayırt edilemeyecek düzeyde ise alimler o isme mühmel adını
verirler. Mühmel isimlerin ayırt edilmesi başlı başına bir ilim ve bilgi
gerektirmektedir Kolay olanları olduğu gibi zor olanları da vardır. Eğer ki
mühmel isim hadis tabakatındaki bir farklılıktan ötürü ise onu ayırt etmek
kolaydır; çünkü ravinin tabakasından kim olduğu anlaşılır. Aynı tabakada yer
alan, yani aynı asırda yaşayanlara gelince onlar iki kısımdır: 1. Hoca ve talebede
farklılaşanlar. Bunların ayırt edilmesi kolaydır; çünkü hoca veya talebelerinde
bakılır ve kim oldukları anlaşılır. 2. Hoca ve talebeleri aynı olanlar.
Bunları, şayet râvinin kendisi ayırt etmediyse bizim ayırt etmemiz oldukça
zordur. Çünkü araştırmacı, raviyi diğer ravilerden ayırt edecek karîneler
bulmak zorundadır. İsimleri ortak iki raviden şayet birisi zayıf, diğeri ise
güvenilir ise o ravilerin ayırt edilmesi gerçekten zaruri hale gelir. Çünkü
hadis hakkında hüküm verebilmemiz bir bakıma raviyin kim olduğuna da bağlıdır.
Raviler vasıtasıyla hadisin sahihi zayıfından ayırt edilir. Eğer her iki ravi
de güvenilir ise bu noktada tercih edici bir şey yoktur. O zaman farklı
kriterlere bakılır. Örneğin, içlerinden birinin tedlîsi veya irsâli vb. gibi. Bu
sayede araştırmacı, ravinin kim olduğunu tespit edip hadis hakkında hüküm
verebilecektir. Dolayısıyla, bu ikinci kısım diğer kısma göre zordur; çünkü
aynı asırda yaşamış ve hoca ve talebeleri birbirine benzeyen aynı iki isimden
bahsediyoruz ki bizim bu çalışmamız da ikinci kısım üzerinde olacaktır.
Örneklem olarak, Süfyân b. Uyeyne ile Süfyân b. Sa’id es-Sevrî’yi ele alacağız.
Bu iki önemli isim Hadislerin illetleri, ravileri ve fıkıh alanında söz sahibi
olduklarından dolayı onlardan söz etmek mühmelin takyidi noktasında çok
önemlidir. Ayrıca birçok hadis rivayet ettiler ve bu hadislerin bir çoğu
kütüb-i sitte’de yer almaktadır. Onlardan nakil yapan birçok râvi hiçbir takyid
(kayıt) düşmeksizin isimlerini mutlak olarak veriyor. Alimler hadis şerhlerinde
onların isimlerini ayırt etmek üzere yoğun çaba sarfettiler. Şayet senette
herhangi biri geçerse onun adını şöyle kayıtladılar: Süfyan (Sevrî olan-İbn
Uyeyne). Bu konuda çaba sarfeden şârihlerden birisi de Fethu’l-Bâri adlı Buhari
şerhinin sahibi İbn Hacer el-Askalânî’dir. İbn Hacer,
şerhinde bu iki ismi birbirinden ayırt etmiştir. Bu işlemi yaparken de hangi
gerekçeler (karîne) sebebiyle birini tercih edip diğerini etmediğini de
belirtiyor. Bir araştırmacı olarak bizler de, İbn Hacer’in iki ismi ayırt etme konusunda
zikretmiş olduğu bu gerekçeleri ve delilleri toplayıp tahkik ettik. Aslında, bu
gerekçeler ve kurallar her ne kadar iki isim üzerinde yoğunlaşsa da gerçekte
bütün mühmel isimlerin takyîdi noktasında oldukça önemlidir. Bu kural ve gerekçelerin
sayısı 14’e ulaşmaktadır.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi / Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2018 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 6 |
Ulusal ve Uluslararası Alan İndeksleri
Kırıkkale Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi Kampüs, 71450 Yahşihan/Kırıkkale
E-posta: kalemnamedergi@gmail.com | e-ISSN: 2651-3595
Sosyal Medya Hesapları:
Twitter: @kalemnamedergi • Instagram: @kalemnamedergi