Domestic violence against women is considered a severe violation of human rights in countries where human rights are recognized as norms, and policies aimed at preventing this violence, protecting and rehabilitating victims of violence are implemented. In Türkiye, since the “Say No to Violence!” campaign initiated by women’s organizations in 1987, domestic violence against women has been addressed as a significant issue, and necessary regulations have started to be made. These regulations are based on the principle of empowering and raising awareness among women in various ways, achieving equal status with men to prevent exposure to violence, while also aiming to protect women from violent environments. When it comes to domestic violence, the family can be seen as an institution that women may need to distance themselves from and be cautious of. These regulations, which consider women as “individuals,” cause discomfort to some circles in our country, leading them to perceive the empowerment of women and their equalization with men as a threat to family unity and to struggle against it. This segment, which looks at every issue related to women as if women do not have an identity outside the family and should not have one, opposes policies focused on “women/individuals” and regulations made for protecting women from violence in the name of “family,” campaigns against them, and sometimes succeeds, as in the case of the termination of the Istanbul Convention. It is observed that family-oriented groups also receive significant support from religious and traditional values in their struggles. Although it is clear that the Convention has a secular, feminist framework, the claims that it aims to break up the family, desexualize the next generation, and popularize homosexuality have been evaluated by us as “extreme interpretations” as conceptualized by Umberto Eco, that cannot be removed from the text.
Domestic Violence Against Women Women-Oriented Policy Istanbul Convention Desexualization The Role of Religion
Kadına yönelik aile içi şiddet insan haklarının norm olarak kabul edildiği ülkelerde ağır bir insan hakkı ihlali olarak görülmekte ve bu şiddeti engellemeye, şiddet mağdurlarını korumaya ve rehabilite etmeye dayalı politikalar yürürlüğe konulmaktadır. Ülkemizde de 1987 yılında kadın örgütleri tarafından başlatılan “Dayağa Hayır!” kampanyasından itibaren kadına yönelik aile içi şiddet önemli bir sorun olarak ele alınmaya ve gerekli düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Bu düzenlemeler, bir yandan kadınların çeşitli yollarla güçlendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve erkeklerle eşit bir statüye kavuşturularak şiddete maruziyetinin önlenmesi esasına dayanırken, bir yandan da kadınları şiddet ortamlarından koruma amacını gütmektedir. Aile içi şiddet söz konusu olduğunda aile de kadın için uzaklaşılması, sakınılması gereken bir kurum olabilmektedir. Kadını “birey” olarak ele alan bu düzenlemeler, ülkemizdeki kimi çevrelere rahatsızlık vermekte, kadınların güçlenerek erkeklerle eşit hâle gelmesini aile birliğine karşı bir tehdit olarak algılamalarına ve buna karşı mücadele etmelerine sebep olmaktadır. Kadınla ilgili her meseleye sanki kadının aile dışında bir kimliği yokmuş ve olmaması gerekiyormuş gibi bakan bu kesim “kadın/birey” odaklı politikalara, kadının şiddetten korunabilmesi için yapılan düzenlemelere aileyi koruma adına karşı çıkmakta, kampanyalar yürütmekte, en son İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi meselesinde olduğu gibi kimi zaman başarılı da olmaktadırlar. Bu grupların mücadelelerinde dini ve geleneksel değerlerin bir itiraz unsuru olarak ileri sürüldüğü izlenmektedir. Sözleşmenin seküler, feminist bir çerçeveye sahip olduğu açık olmakla birlikte, aileyi dağıtmayı, gelecek nesli cinsiyetsizleştirmeyi, eşcinselliği yaygınlaştırmayı hedeflediği şeklindeki iddialar tarafımızdan metinden çıkarılması mümkün olmayan, Umberto Eco’nun kavramsallaştırmasıyla birer “aşırı yorum” olarak değerlendirilmiştir.
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Kadın Odaklı Politika İstanbul Sözleşmesi Cinsiyetsizleştirme Dinin Rolü
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi, Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi / Research Article |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: 17 |
Ulusal ve Uluslararası Alan İndeksleri
Kırıkkale Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi Kampüs, 71450 Yahşihan/Kırıkkale
E-posta: kalemnamedergi@gmail.com | e-ISSN: 2651-3595
Sosyal Medya Hesapları:
Twitter: @kalemnamedergi • Instagram: @kalemnamedergi