Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde 1923-1950 dönemi tek parti iktidarında geçen önemli bir süreci oluşturmaktadır. Koalisyon hükümetleri olgusu ise 1961 seçimlerinden sonra siyasal hayatın en önemli konularından birisi haline gelmeye başlamıştır. Koalisyon hükümetleri ile geçen 1961-1980 döneminde Süleyman Demirel, AP’nin gerek tek parti gerekse koalisyon hükümetleri dönemlerinde başbakan olarak uzun bir süre iktidarda kalmıştır. Süleyman Demirel’in siyasi hayatında kurmuş olduğu VI. hükümeti, aynı zamanda koalisyona dayalı bir azınlık hükümeti olup 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nden önce kurulan son demokratik hükümet olmuştur. Türkiye’nin iç politika yönünden anarşi ve terörün had safhada olduğu, ekonomik olarak 24 Ocak Kararları’nın alındığı bu dönemde dış politikada da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Çok yönlü bir dış politikanın izlendiği bu dönemde, Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler Türkiye’nin stratejik önemini daha artırmıştır. Orta Doğu ve İslam dünyasının yanında, Yunanistan ve Amerika ile kurulan diplomatik ilişkilerin yanında Batı, dış politikada her zaman daha fazla öncelikli olmuştur. Batı ilişkiler özellikle ekonomik yönden AET kapsamında öncelikli olarak devam ederken, askerî yönden NATO ile de ilişkiler yoğun bir şekilde devam etmiştir. Yunanistan ile yaşanan Kıbrıs sorunu, Ege Adları gibi sorunlarda Türkiye’nin haklılığı “milli dava” olarak savunulmuştur. Yaşan sorunların milli/ulusal niteliğinden dolayı iktidar-muhalefet ilişkilerinde çatışmanın en az yaşandığı alan dış politika olmuştur.
In the history of the Republic of Turkey, the period 1923-1950 constitutes an important period of one-party rule. The phenomenon of coalition governments became one of the most important issues in political life after the 1961 elections. During the 1961-1980 period, which was characterized by coalition governments, Süleyman Demirel remained in power for a long time as the prime minister of the AP both during the single party and coalition governments. Süleyman Demirel’s sixth government, which was also a coalition-based minority government, was the last democratic government formed before the military coup of September 12, 1980. During this period, when anarchy and terrorism were at their peak in Turkey’s domestic politics and the January 24 Decisions were taken economically, important developments took place in foreign policy. During this period, when a multifaceted foreign policy was pursued, developments in the Middle East increased Turkey’s strategic importance. In addition to the Middle East and the Islamic world, as well as diplomatic relations with Greece and the United States, the West has always had a higher priority in foreign policy. While relations with the West continued primarily within the EEC, especially in economic terms, relations with NATO continued intensively in military terms. Turkey’s righteousness was defended as a “national cause” in problems with Greece such as the Cyprus problem and the Aegean Islands. Due to the national/national nature of the problems, foreign policy has been the least conflict-prone area in government-opposition relations.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 6 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 9 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 3 Sayı: 1 |