Although Bediüzzaman Said Nursi’s (1878–1960) name is widely respected among world Muslims as a rare scholar of Islam from post-Ottoman Turkey, his scholarship is yet to receive the global attention that it deserves. To develop a better understanding of this scholarship's hitherto unactualized potential in contributing to overall Muslim thought, this article attempts to read Nursi’s central ideas into the Islamic tradition. In summary, Nursi’s theological contemplation (tafakkur) expands the limits of Muslim religious thought from within the Sunni Islamic tradition. It incorporates aspects of the Muslim creed that have conventionally been substantiated based on textual evidence (samʾiyyāt), such as resurrection or the existence of angels, into the realm of rational argumentation. It bolsters the place of contemplation in Sufi practice, if we understand Sufism in its broadest sense as seeking excellence through knowledge of God. In addition, the possibilities he offered in reconciling religion and science have been relatively better understood and appreciated and analyzed in the studies done so far on Bediuzzaman's ideas. And as such, Nursî stands at the vanguard of contemporary Muslim thought. This study, which has the features of a qualitative research, used the document analysis method.
Philosophy of Religion Muslim Thought Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur Islamic Tradition Sufism Knowledge of God Şuunat
Duke Üniversitesi
Journal of Islamic Studies
Her ne kadar ismi dünya Müslümanları nezdinde Osmanlı sonrası Türkiye’sinde yaşamış nadir bir İslam âlimi olarak büyük hürmet uyandırsa da Bediüzzaman Said Nursi’nin (1878–1960) eserlerinin ilmî muhtevası dünya çapında hak ettiği alâkayı henüz görmemiştir. Dolayısıyla hâlihazırda, Bediüzzaman’ın düşüncelerinin umum İslam düşüncesine katkı noktasında sahip olduğu potansiyelin tam olarak hayata geçirildiğini söyleyemeyiz. Bu makale, bu potansiyelin daha iyi anlaşılması yolunda, Bediüzzaman’ın eserlerini İslam geleneği içinde bir okuma denemesidir. Özetle, Bediüzzaman’ın tefekkür anlayışı, İslamî düşünce geleneğini yenilikçi bir arayışla fakat geleneğe sadakatten taviz vermeden, Sünnî geleneğin içinden gelen bir çaba ile genişletir. Meleklerin varlığı yahut haşir gibi kelam âlimlerinin akıl yoluna başvurmadan yalnız nakle dayanarak temellendire geldikleri akide esaslarını aklî muhakeme sahasına dâhil eder. Dahası, tasavvufu en geniş mânâsıyla marifetullah yoluyla kemal arayışı olarak tanımlarsak, tefekkürün tasavvuf pratiğindeki yerini kuvvetlendirir. Ayrıca din ile bilimi uzlaştırılması mevzuunda sunduğu imkânlar Bediüzzaman’ın fikirleri üzerine şu ana kadar yapılan çalışmalarda nispeten daha iyi anlaşılmış ve takdir ve tahlil edilmiştir. Bu katkıları ile Bediüzzaman, çağdaş İslam düşüncesinin öncüleri arasında en ileri safta yer almaktadır. Nitel araştırma özelliğini taşıyan bu çalışmada doküman analizi yöntemini kullandık.
Din Felsefesi İslam Düşüncesi Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur İslam Geleneği Tasavvuf Marifetullah Şuunat
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Hakemli Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Kasım 2020 |
Kabul Tarihi | 10 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 11 |
Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/katre
E-mail: katre@iikv.org