yetiştirdiği medrese tahsili görmüş otuz yedi eser sahibi önemli bir kanaat önderi ve bir düşünce adamıdır. 1960 darbesinin akabinde sebepsiz yere bazı Nur talebeleriyle birlikte evinden alınıp Sivas’a götürülmüş ve burada Alevi ileri gelenleriyle aynı koğuşa konulmuştu. Ülkenin birliğine ve bütünlüğüne büyük önem veren Kırkıncı, Sünnilerle Aleviler arasındaki bazı görüş ayrılıklarından rahatsızdı. Zira İslam düşmanları zaman zaman bu görüş ayrılıklarını kullanarak dini ve vatanı bir olan bu gruplar arasında düşmanlık tohumlarını ekmeye çalışıyorlardı. Hapishane ortamında olsa bile Kırkıncı, Alevi ileri gelenleriyle aynı koğuşta olup aralarındaki problemleri müzakere etme imkânı bulduğundan memnundu. Kırkıncı, bu müzakereleri daha sonra Alevilik Nedir? isimli eserinde kitaplaştırmıştır.
Bu çalışmanın amacı Kırkıncı’nın Sünniler ve Aleviler arasında ihtilaf konusu olan meseleleri alt başlıklar altında ele alıp ayrıca bunları konuyla ilgili bilimsel çalışmalar açısından değerlendirmektir. Sünniler ve Aleviler arasındaki görüş ayrılıkları daha fazla olmakla birlikte bu çalışmada halk arasındaki söylentiler esas alınarak dokuz konunun incelenmesi tercih edilmiştir. Bunlardan beşi geçmişte Şia dünyasında da ciddiye alınmayan, ancak halk arasında söylenti olarak etkinliğini sürdüren meselelerdir. Bunlar da Hz. Ali’nin kendisini sevenlerin namazını kıldığı, Hz. Ali ve Âl-i Beyt’i seven bir Müslüman’ın ibadet mükellefiyetinin düşeceği, Hz. Ali’nin camide şehit edilmiş olması sebebiyle camide namaz kılmanın gerekli olmadığı, orucun aslında üç gün olarak farz kılındığı, Kur’an’dan bazı ayetlerin çıkarıldığı gibi iddialardır. Bunlar avam-ı nâs denilen sıradan insanlar arasında etkinliğini sürdüren, ancak ciddiye alınacak bir delile dayanmadıklarından Şia dünyasında dahi bilimsel anlamda tartışma konusu yapılmamış olan meselelerdir.
Dokuz maddeden üçü, İslam dünyasında ilk fitnenin ve Şiîliğin ortaya çıkışında önemli bir rol oynayan Abdullah b. Sebe’nin ilk olarak ortaya attığı fikirlerdir: Bunlar Hz. Ali’nin ulûhiyeti, peygamber olduğu, şehit edildikten sonra göğe yükseltilip dünyayı adaletle doldurmak için tekrar yeryüzüne ineceği gibi iddialardır. Bu düşünceler bir müddet Hz. Ali’ye taraftar olan bir kısım insanlar tarafından benimsenmiş olsa dahi ciddi anlamda Şia mezhebi içinde yer bulamadı. Bu üç görüş Şia içinde taraftar bulamasa da diğer görüşlerin ciddi anlamda savunulduğu görülmektedir. Özellikle halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğu meselesi Hz. Ebu Bekir’in halife seçilmesinden itibaren savunulan bir görüş olmuştur. Şia mezhebi Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın hilafet makamına getirilmesiyle Hz. Ali’nin hakkının gasp edildiği iddiasındadır. Ehl-i Sünnet birinci halifenin Hz. Ebu Bekir, ikinci halifenin Hz. Ömer, üçüncü halifenin Hz. Osman, dördüncü halifenin Hz. Ali olduğunu ve hepsinin meşru halifeler olduklarını kabul etmektedir. Alevilerin de dâhil olduğu Şia mezhebinin çoğunluğu ise ilk üç halifenin halifeliklerini meşru görmedikleri gibi bunların Hz. Ali’nin hilafet hakkını gasp ettiklerini iddia etmektedirler.
İslam mezhepleri tarihi Sünni Şii Alevi Mehmet Kırkıncı Halifelik History of Islamic sects Sunni Shiite Caliphate.
Mehmet Kırkıncı, who studied the Risale-i Nur throughout his life, is a vital opinion leader and thinker with thirty-seven works of art, educated in the madrasah of Erzurum. After the 1960 coup, he was taken from his home with some Nur students for no reason and taken to Sivas, where he was put in the same ward with the Alevi notables. Kırkıncı, which attaches great importance to the unity and integrity of the country, was disturbed by some differences of opinion between Sunnis and Alawites. Because the enemies of Islam were trying to sow the seeds of enmity between these groups, whose religion and homeland was the same, by using these differences of opinion from time to time. Even in a prison environment, he was glad that he was in the same ward with the Alevi notables and had the opportunity to discuss their problems. After these negotiations, he published his book: “what is Alevism?”
This study aims to consider the issues that are the subject of dispute between the Sunnis and Alevis under the subtitles of works Kırkıncı and evaluate them in terms of scientific studies on the subject. Although there are more differences of opinion between Sunnis and Alawites, in this study, it was preferred to examine nine topics based on the rumors among the people. Five of these are issues that were not taken seriously in the Shia world in the past but continue to be effective as rumors among the people. Among these claims, the most interesting ones are that Ali has already prayed for those who love him, a Muslim who loves Ali and his Âl-i Bayt will have no obligation to worship, and it is not necessary to pray in the mosque because Ali was martyred in the mosque, fasting was made obligatory for three days, and some verses were removed from the Qur'an. These are issues that continue to be effective among ordinary people in the form of urban legend but have not been discussed scientifically, even in the Shia world, since they are not based on any evidence to be taken seriously.
Three of the nine items are the ideas that Abdullah b. Saba put forward: These are claims such as Ali's divinity, that he was a prophet, that he would be raised to the sky after he was martyred, and that he would come down to earth again to fill the world with justice. Although these ideas, which are entirely shelved and buried in history today, were defended by ordinary people for a while after they emerged, no one seriously adopted them in the Shia world. One of the nine items is an idea fiercely defended by the Shia today. This is the caliphate of Ali, who had the right before Abu Bakr and Omar, and Osman was brought to the position of caliphate, so Ali's right was usurped. Ahl as-Sunnah admits that the first caliph is Abu Bakr, the second caliph is Omar, the third caliph is Osman, and the fourth caliph is Ali, and they are all legitimate caliphs. The majority of the Shia sect, including the Alawites, did not see the caliphate of the first three caliphs as legitimate, and they claimed that they usurped Ali's right to the caliphate.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Hakemli Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ekim 2022 |
Kabul Tarihi | 12 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 14 |
Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/katre
E-mail: katre@iikv.org