1930’lu yılların başından itibaren Cumhuriyet dönemi roman ve piyeslerinde Attilâ’nın sıklıkla işlendiği görülür. Bunda, Attilâ’nın okuyucu için cazip bir konu olması yanında devrin siyasî, sosyal, kültürel şartlarının etkisi de önemlidir. 1930’lu yıllarda ortaya konan “Türk Tarih Tezi"nde ileri sürülen görüşlere paralel olarak Timur, Cengiz Han, Attilâ gibi şahsiyetler, dünya çapında, önemli, cihangir liderler olarak gösterilirler. Türk edebiyatında 1930’lu yıllarda Attilâ romanıyla ondan ilk defa bahseden Peyami Safa, Attilâ’nın bazı Avrupalı tarihçilerin ileri sürdükleri gibi barbar olmadığını aksine insancıl bir hükümdar olduğunu ortaya koymak ister. Peyami Safa, romanında hoşgörülü, kalbi sevgi dolu ama aynı zamanda çok cesur ve bütün dünyanın titrediği, cihangir bir lider profili çizer. Peyami Safa bu romanı, Attilâ’nın medenî bir insan olduğunu, aşk gibi ulvî bir duyguyu yaşayabilen ince bir ruha sahip olduğunu göstermek için kaleme alır. “Türk Tarih Tezi”nin etkisiyle kaleme alınan ve Attilâ’yı büyük bir Türk hakanı olarak tanıtma, özelliklerini anlatma amacı taşıyan diğer romanlarda da Peyami Safa’nın bu tutumunun devam ettirildiği görülür. Attilâ ile ilgili piyeslerde de aynı konular üzerinde durulur. 1930-1950 yıllarında yazılan roman ve piyeslerde, sadece tarihî gerçeklere uygun olarak Attilâ’nın şahsiyeti, özellikleri, seferleri, etkileri üzerinde durulmaz. Bu eserlerde Avrupalıların haksız bir şekilde “barbar” nitelemesine karşılık kalbi sevgi dolu, kadınları seven, sevilen, ince ruhlu, hoşgörülü, medenî bir Attilâ figürü ortaya konur. Biz de yazımızda, 1930-1950 yıllarında yazılan roman ve piyeslerde Attilâ’nın nasıl ele alındığını, işlendiğini göstermeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: II Sayı: II |