This article examines the thoughts of Hobbes and Hegel on war through a comparative lens, within their distinct philosophical frameworks. Both philosophers share a common concern: their differing approaches to how war is addressed in the absence of an absolute authority. This topic, crucial in political philosophy, has played a central role in shaping modern political understanding. From this perspective, Hobbes views war as a state of conflict among everyone against everyone and considers peace as an exceptional condition. According to Hobbes, war is a result of the uncertainty and insecurity inherent in the state of nature. In contrast, Hegel treats war as a phenomenon that emerges from historical necessity and eliminates the corruption of the conditions present at the time of its occurrence. The article highlights a parallel between Hobbes' state of war and Hegel's master-slave dialectic, emphasizing that despite the apparent differences in their reasons for war, both philosophers' explanations of the nature of war stem from two common underlying reasons. One of these reasons is the fundamental human demand for existential preservation into the future, while the other is the desire for recognition and validation from others, which is connected to this demand.
Bu makale, birbirinden farklı felsefi yaklaşımlar içerisinde yer alan Hobbes ile Hegel’in savaş üzerine düşüncelerini karşılaştırmalı olarak ele almaktadır. Söz konusu her iki filozofun ortak yanı, mutlak bir otoritenin yokluğunda savaşın nasıl ele alınacağına dair farklı yaklaşımlarda bulunmuş olmalarıdır. Siyaset felsefesi açısından da son derece önemli olan bu konu, modern siyaset anlayışının temellerini inşa etmede merkezi bir rol oynamıştır. Bu açıdan bakıldığında Hobbes, savaşı, herkesin herkese karşı çatışması olarak ele almakta ve savaşı değil, barışı istisna bir hâl olarak değerlendirmektir. Hobbes’a göre savaş, insanların doğa durumunda yaşadıkları belirsizlik ve güvensizlik halinin bir sonucudur. Hegel ise savaşı, tarihsel bir zorunlulukla ortaya çıkan ve ortaya çıktığı dönemdeki koşulların yozluğunu bertaraf eden bir olgu olarak ele almaktadır. Makalede, Hobbes’un savaş durumu ile Hegel’in efendi köle diyalekti arasında bir paralellik olduğu ve görünürde savaşı farklı nedenlere dayandıran her iki filozofun, aslında savaşın neliğine dair açıklamalarının ortak iki ayrı nedenden kaynaklandığı hususu vurgulanmıştır. Bu nedenlerden biri, temelde insanın kendi varlığını geleceğe dönük olarak her daim sakınması olarak ele aldığımız insanın varkalma talebiyken diğer neden ise bu taleple bağlantılı olarak görünür olan başkasınca tanınma ve onanma arzusudur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sistematik Felsefe (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
e-ISSN: 2645-8950