İlkçağ doğa filozoflarının ele aldığı temel problemlerden birisi “evrenin ilk nedeni nedir?” şeklinde özetleyebileceğimiz kozmogonik sorunun üzerine inşa edilmiştir. Bununla birlikte, en az bunun kadar önemli olan ikinci temel soru ontolojiktir ve bu soruyu şu şekilde formülleştirmek gerekir: “Evren değiştiği halde nasıl özdeşliğini korur?” Bu iki soru her ne kadar pratikte iç içe geçmiş ve birbirlerinden yalıtılarak yanıtlanamıyor olsalar da doğa filozoflarının felsefi tartışmalarının arka planını yetkin biçimde analiz etmek için prensipte birbirlerinden ayrılmalıdır. Bu makale, bir yandan Herakleitos dışındaki Parmenides-öncesi doğa filozoflarının özdeşlik ile değişim arasındaki bu ontolojik gerilimin zorunlu olarak mantıksal bir çelişkiye yol açmadığını ve bu gerilimi kendisine çözümleyebileceğimiz çelişkisiz bir varlık katmanı olduğunu öne sürdüklerini göstermeyi amaçlamaktadır. Makalenin diğer bir amacı, Herakleitos’un bu ontolojik probleme getirdiği çözümle çelişkiden kaçınmak yerine onu varlığın temel yasası kılmak yoluyla alternatif bir özdeşlik anlayışı geliştirdiğini ortaya koymaktır: Bu alternatif özdeşlik anlayışı, çelişkiyi özdeşlikle bağdaşır kılarak onu kendi özsel unsuru olarak içine almasıyla Herakleitos’u diğer doğa filozoflarından kökten biçimde ayırır.
While one of the basic problems worked out by ancient natural philosophers is based on the cosmogonial question “what is the first cause of the universe?” another basic problem as important, at least, as the first one, is based on an ontological one and can be formulated as “how does the universe preserve its identity while changing?” Although these two questions are practically intertwined and cannot be answered in isolation from one another, they should be distinguished in principle for a proper analysis of the context of the philosophical debates among natural philosophers. This paper aims to show that with the exception of Heraclitus, natural philosophers before Parmenides proclaim that the identity-change tension does not necessarily lead to a logical contradiction and there is a deeper realm of being by means of which this tension can be resolved. Heraclitus’ solution, on the other hand, differs from that of others radically in that he does not try to avoid contradiction, but by making it into a basic law of being, he develops an alternative conception of identity which allows contradiction to be a basic compotent of it.
Identity Difference Being Nature Presocratic Philosophy of Nature
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2021 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
e-ISSN: 2645-8950