Kant bireyin aydınlanmasını insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulması olarak tanımlar. Bu tanımda aydın olamayan bireyler başarısızlıklarından kendileri sorumlu tutulur. Zira bu metinde Kant, aydın bireyler olabilmemiz için gereken tek şeyin –mental olarak sağlıklı her bireyde var olan- düşünme kapasitesini kullanabilmek olduğunu ima eder. Aklını kullanma cesareti ve azmi gösteren herkesin aydın olabileceğini iddia etmesi sebebiyle Kant’ın eşitlikçi bir aydınlanma anlayışını olduğu düşünülebilir. Ancak bu metne daha yakından baktığımızda ve Kant’ın diğer metinlerine danıştığımızda, bireyin aydın olup olmamasında bireyin kontrolü dışındaki başka bir faktörün daha rol oynadığını görüyoruz. Bu faktör de bireyin yetiştirilme tarzı ve aldığı eğitimdir. Eğer aydın olmamızda aldığımız eğitimin rolü varsa ve aydın bireyler olabilmek için herkes gerekli olan eğitimi alamıyorsa, Kant’ın aydınlanma konusunda elitist bir yaklaşıma sahip olduğunu düşünebiliriz. Bu çalışmada bireyin aydınlanması konusunda Kant’ın metinlerinde görünür bir gerilim olduğuna işaret edilecektir. Kant’ın aydınlanma konusunda kendi dönemine hâkim olan Platoncu aydınlanma anlayışından ve buna bağlı olarak gelişen elitist tavırdan farklı olarak Stoacı aydınlanma anlayışını benimsediği ve dolayısıyla da eşitlikçi bir tutum sergilediği gösterilerek bu gerilim çözümlenecektir.
Kant defines enlightenment of the individual as emergence of the individual from a self-imposed immaturity. In this definition, individuals who are not enlightened are held responsible for their failures. This is because Kant, in this text, implies that the only thing we need in order to be enlightened as individuals is to be able to use our capacity to think, which is present in every mentally fit individual. One can infer that Kant has an egalitarian understanding of enlightenment, since anyone who has the courage and determination to use their mind can be enlightened. However, when the text is examined more closely and Kant's other writings are consulted, it becomes clear that another factor beyond the individual's control plays a role in whether an individual is enlightened. This factor is the individual's upbringing and education. If Kant admits that the education one receives plays a role in one’s state of being enlightened, and if not everyone is exposed to the education necessary to become an enlightened individual, then Kant would have an elitist approach to enlightenment. In this article, I will first point out the visible tension in Kant’s texts about the enlightenment of the individual. This apparent tension, however, will be resolved by showing that Kant stands in opposition to the Platonic account of enlightenment and the elitist attitude attached to it, and instead adopts a Stoic account of enlightenment and thereby develops an egalitarian approach to enlightenment.
Kant Enlightenment Education Discipline Culture Moral Education
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe, Etik |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 21 Sayı: 2 |
e-ISSN: 2645-8950