Bu çalışmada Kant ve Spinoza felsefeleri arasındaki ilişki ele alınmıştır. Belirli bir konsensusa göre Kant Spinoza felsefesi ile çok fazla ilgilenmemektedir. Ancak çalışma Kant’ın Spinoza’yı felsefe tarihinde özel bir yere konumlandırdığını savunacaktır. Kant’a göre akıl koşullu mevcudiyetin imkanını açıklarken belirli bir düşünsel silsileyi takip etmek zorundadır. Buna göre akıl önce koşulsuza ulaşmalı oradan da koşullu mevcudiyetin imkanını kurmalıdır. Ancak bu zorunluluk koşullu ve koşulsuz arasında belirli bir ilişkiyi varsaymaktadır. Makale, Kant açısından Spinoza’nın metafiziğinin felsefe tarihinde aklın geçmek zorunda olduğu bu uğrakları en tutarlı biçimde serimleyen felsefe olduğunu savunacaktır. Şüphesiz Kant için aşkınsal realizm aklın düştüğü bir illüzyondur. Ancak bu illüzyon olumsal değil zorunlu bir illüzyondur. Bir diğer değişle, aklı bu hataya sürükleyen şey bizzat aklın kendi yapısıdır. Bu nedenle bu hatadan kaçınmanın tek yolu aklın bilme iddialarına meşruiyetini sorgulayan aşkınsal idealizm felsefesidir. Ancak, yine de, eğer akıl koşulsuzu bir bilgi nesnesi olarak ele alacaksa sonuç Spinoza metafiziği olacaktır. Bir diğer deyişle, Kant açısından Spinoza felsefesi aşkınsal realizmin zorunlu sonucudur.
The study discusses the relationship between the philosophies of Kant and Spinoza. According to a certain consensus, Kant is not very interested in Spinoza's philosophy. However, the study will argue that Kant assigns Spinoza in a special place in the history of philosophy. According to Kant, reason has to follow a certain rational sequence when explaining the possibility of conditional existence. Accordingly, reason must first reach the unconditional and then establish the possibility of conditional existence. However, this necessity assumes a certain relationship between the conditional and the unconditional. The article will argue that from the point of view of Kant, Spinoza's metaphysics is the philosophy that most consistently presents these moments in the history of philosophy that reason has to pass through. Undoubtedly, for Kant, transcendental realism is an illusion reason falls into. However, this illusion is not a contingent but a necessary one. In other words, it is the very structure of the reason that leads the it to this error. Therefore, the only way to avoid this error is transcendental idealism, which questions the legitimacy of reason's claims to knowledge. However, if the reason is to treat the unconditional as an object of knowledge, the result will be Spinoza's metaphysics. In other words, for Kant, Spinoza's philosophy is the necessary outcome of transcendental realism.
Kant Spinoza transcendental realism unconditioned Transcendental Idealism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Mart 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 1 |
e-ISSN: 2645-8950