Akademik bir disiplin olarak çağdaş hayvan etiği, ortaya çıktığı 1970’lerden bu yana ağırlıklı olarak faydacı ve deontolojik/hak-temelli yaklaşımların egemenliği altında olmuştur. Ne var ki bu yaklaşımlar hayvanlara muamelemizdeki problemleri adil bir şekilde çözmekteki yetersizlikleri nedeniyle pek çokları tarafından da eleştirilmiştir. Bu çalışmada, feminist ihtimam etiği geleneğinden gelen belirli bir eleştiriye odaklanacak ve faydacı ve deontolojik yaklaşımlar arasındaki kayda değer benzerlikleri ve bu yaklaşımların problemlerini feminist bir bakış açısıyla değerlendireceğim. Görünüşte karşıt olan bu iki yaklaşım arasındaki ortak nitelikleri ise şöyle sıralayacağım: 1) duyguları ahlaki yargılarımızın dışında bırakmakta ısrar etme, 2) hayvanlarla olan ilişkilerimizi temelde bir çatışma ilişkisi olarak düşünme ve bunun sonucunda da hayvanlara karşı salt negatif ödevlerimize yoğunlaşma, 3) hayvanlara karşı ödevlerimizi onlarla ortak olarak taşıdığımız niteliklerde temellendirme ve 4) bağlamsallıktan ziyade evrensel, soyut ahlaki ilkeleri tercih etme. Çalışmamda bu nitelikleri sırasıyla ihtimam-temelli alternatiflerle kıyaslayacak ve hayvan etiğinde ihtimam-temelli bir yaklaşımın hayvan etiğindeki problemlerimize ne bakımlardan daha tatminkâr sonuçlar önerdiğini göstermeye çalışacağım.
Hayvan etiği İhtimam etiği Hayvan hakları Bakım etiği Özen etiği Feminist etik
Ege Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi
22988
Bu çalışmayı destekleyen Ege Üniversitesi Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimine ve çalışmamı okuyup bana ufuk açıcı önerilerde bulunan Cem Kamözüt'e teşekkür ederim.
As an academic discipline, contemporary animal ethics has been dominated by utilitarian and deontological/rights-based approaches ever since its emergence in the 1970s. However, these approaches have also been criticised by many for their inadequacy in justly solving the problems regarding our treatment of animals. In this study, I will examine critiques of utilitarian and deontological approaches in animal ethics from the perspective of the feminist care tradition and evaluate their similarities and shortcomings. I will identfy the common characteristics of these seemingly opposed views as 1) insisting on excluding emotions from our moral judgments, 2) viewing our relationship with animals primarily as one of conflict and focusing solely on our negative duties towards them, 3) grounding our duties towards animals on our shared qualities, and 4) favoring universal, abstract moral principles over contextuality. I will respectively compare these characteristics with care-based alternatives and demonstrate how a care-based approach in animal ethics offers more favorable solutions to our problems in animal ethics.
Animal ethics Care ethics Animal rights Ethics of care Feminist ethics
22988
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe, Etik |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 22988 |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Mart 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 22 Sayı: 1 |
e-ISSN: 2645-8950