Kamusal alan kavramı sosyal bilimlerde Jürgen Habermas’ın 1962 yılında yayınlanan Strukturwandel der Öffentlichkeit isimli çalışması sonrasında daha yoğun bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Kamusal alan kavramını Habermas kadar sistemli bir bakış açısıyla ifade etmese de kavramın temel yaklaşımlarını ifade etmesi açısından önem taşıyan bir diğer isim Yahudi kökenli Amerikalı siyaset bilimci Hannah Arendt’tir. Arendt’in 1958 yılında yayınlanan The Human Condition isimli çalışmasında, insani etkinlikler kamusal alan ve özel alan sınırları içerisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. İki çalışmanın da benzer tarihlerde bilim dünyasına kazandırıldığını değerlendirecek olursak, Habermas ve Arendt’in tartışmalarını karşılaştırmalı bir analizle anlamlandırmak değer taşıyacaktır. Kamusal alan kavramı, özellikle sosyalist rejimlerin çöküşüyle birlikte demokratik kuramsal analizlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Antik Yunan geleneğine kadar uzanan tarihsel derinliğine karşın kamusal alan kavramına 1980’li yıllarda yeniden başlayan ilgi, kapitalizmin gelişimi karşısında çaresizliği ortaya çıkan demokratik yaklaşımlarla birlikte destek kazanmıştır. Kamusal alan kavramı, Jürgen Habermas ve Hannah Arendt’in kavramı yeniden yorumlama çabalarıyla siyaset bilimi literatürüne önemli kazanımlar sağlamıştır. Bu çalışma, bahsedilen bu bilgiler ışığında, Habermas ve Arendt’in kamusal alan yaklaşımlarının analizini ortaya koyma amacındadır.
The concept of the public sphere began to be discussed more intensely in social sciences after Jürgen Habermas’s work, Strukturwandel der Öffentlichkeit, was published in 1962. Although he does not express the concept of the public sphere from a systematic point of view as Habermas, another name that is important in expressing the basic approaches of the concept is the Jewish-American political scientist Hannah Arendt. In Arendt’s work titled “The Human Condition,” published in 1958, human activities were evaluated within public and private sphere boundaries. Considering that both studies were brought to the world of science on similar dates would be valuable to make sense of Habermas and Arendt’s discussions with a comparative analysis. The concept of the public sphere has become the focus of democratic theoretical analysis, especially with the collapse of socialist regimes. Despite its historical depth dating back to the ancient Greek tradition, the renewed interest in the concept of the public sphere in the 1980s gained support with democratic approaches that emerged as helpless against the development of capitalism. The concept of the public sphere has provided essential gains to the political science literature with the efforts of Jürgen Habermas and Hannah Arendt to reinterpret the concept. This study aims to reveal the analysis of Habermas and Arendt’s approaches to the public sphere in the light of this information.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Kamu Yönetimi ve Politikaları Dergisi, Mart, Temmuz ve Kasım aylarında yayınlanan süreli ve elektronik basımı yapılan, uluslararası indeksli hakemli bir dergidir.
Kamu Yönetimi ve Politikaları Dergisinde yayınlanmış makalenin telif hakları Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) kapsamındadır.