Struggles between Khanate of Kazan and Russians in the sixteenth century regarded as reflection on an oral tradition, Çora Batır epic is well known narration among Kazan, Crimea, Chuvash, Nogai, Kazakh, Kyrgyz and Karakalpak Turks. Having found the opportunity to spread over a large area from Kyrgyzstan to Kazan, the epic provides important data in terms of interaction between public narratives immigration and customs. Emerged as a product of the close relationship between Kazakh and Kyrgyz epic traditions, Cora Batır’s Çoybekov narrative is studied in comparative to Cora Batır narratives in the epic of Turkish and Kazakh as well as other communities in this study. As a result of determination and assessment, it is found that epic tellers have an important role in wide geographical spread of epic Cora Batır, and that undergoing some changes and transformations in terms of form, content and structure, the epic adapted to various epic traditions. In addition, it is emphasized that attention should be paid to epic tellers and the general features of tradition in which the text is taken shape.
On altmcı yüzyılda Ruslarla Kazan Hanlığı arasındaki mücadelelerin sözlü geleneğe yansıması olarak değerlendirilen Çora Batır destanı; Kazan, Kınm, Çuvaş, Nogay, Kazak, Karakalpak ve Kırgız Türkleri arasında bilinen bir anlatmadır. Kazan’dan Kırgızistan’a kadar geniş bir alana yayılma imkânı bulmuş olan bu destan, halk anlatılarının göçü ve gelenekler arası etkileşim açısmdan önemli veriler sunmaktadır. Bu makalede, Kazak ve Kırgız destan gelenekleri arasındaki yakın ilişkinin bir ürünü olarak ortaya çıkmış Çora Batır’m S. Çoybekov anlatması, hem Kazak hem de diğer Türk topluluklarındaki Çora Batır anlatmalarıyla mukayeseli bir şekilde incelenmiştir. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonucunda, Çora Batır destanının geniş bir coğrafyaya yayılmasında destan anlatıcılarının önemli bir rolünün olduğu, destanın şekil, muhteva ve yapı açısmdan bazı değişim ve dönüşümlere uğrayarak çeşitli destan geleneklerine adapte olduğu görülmüştür. Ayrıca, destan metinleri üzerinde yapılan çalışmalarda destan anlatıcılarına ve metnin şekillendiği geleneğin genel özelliklerine ayrıca dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2010 |
Gönderilme Tarihi | 21 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 8 |