Osmanlı Devleti, Tuna Nehri’nin kıyısında bulunan verimli arazilerden, Eflâk ve Boğdan’dan satın aldığı hububatı ihtiyaç durumunda kullanılmak üzere İsakçı ambarlarında depoladı. Tuna’nın geçilmesi en kolay yerinde bulunan İsakçı’dan gemilere hububat kolaylıkla yüklenebilmekteydi. İsakçı’nın bu özelliği iskele yakınında pek çok ambarın yapılmasını sağladı. XVIII. yüzyıl boyunca İsakçı’da tahrip olan, yeniden inşası gereken ya da hububat depolamada yetersiz gelen ambarların inşa faaliyetleri süreklilik arz etti. Ambar inşası bölgede pek çok insan için ekonomik bir kaynak oldu ve bu inşa faaliyetleri yoğun bir organizasyonu beraberinde getirdi. Bu çalışma XVIII. yüzyılda İsakçı’daki ambar inşa faaliyetleri hakkında bilgi vermekte ve burada stoklanan hububatın sınırda özellikle Rus tehdidi altındaki Karadeniz kalelerine gönderilmesi üzerinde durmaktadır. Böylelikle devletin sınırları koruma altına alırken iaşe anlamında askerin sıkıntı çekmesinin önüne geçmek için yoğun bir çaba içinde olduğu vurgulanmaktadır.
The grain bought by the Ottoman traders from the fertile lands on the banks of the Danube and Wallachia and Moldovia was stored in the warehouses of Isaccea in case of need. Grain could be loaded easily on ships from Isaccea, which was located in the easiest part of the Danube to cross. This feature of Isaccea enabled the construction of many warehouses near the pier. During the 18th century in Isaccea, construction activities continued for warehouses which were damaged, needed to be rebuilt, or were inadequate for grain storage. This construction activity was an economic resource for many people in the region and necessitated an intense organization. This study provides information on the warehouse construction activities in Isaccea in the 18th century and focuses on the shipping of the grain stocked here to the Black Sea castles on the border, especially those under Russian threat. Thus, the study emphasizes that the State was making intense efforts to ensure that the soldiers protecting the borders did not suffer in terms of subsistence.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 16 Sayı: 33 |