This study examines the hiatus in higher religious education and the transmission of religious values in Turkey that began with the closure of Darülfünun’s Faculty of Theology in 1933, situating this interruption within the broader processes of modernization and secularization. The central research question probes whether this institutional purge represented merely an ad hoc response to contemporaneous political exigencies or was instead a deliberately conceived component of a long-term secularization strategy. Employing qualitative methodologies, the investigation incorporates historical document analysis, extensive archival research, and a thorough review of contemporary periodicals. Republic-era archival records, official minutes, newspaper and journal archives, as well as relevant biographical works, were meticulously scrutinized. In addition, sociological and institutional analysis techniques were applied to assess the reform process’s reception in society and the dynamics of acceptance and resistance among various social actors. The focal point of the study includes the institutional initiatives of the Presidency of Religious Affairs alongside the activities of prominent figures whose influence endures to the present day: Said Nursi (1877–1960), Süleyman Hilmi Tunahan (1888–1959), and Necip Fazıl Kısakürek (1904–1983). The research systematically elucidates how, despite the stringent restrictions imposed by the single-party regime, traditional religious instruction persisted and evolved through semi-official and unofficial channels. Findings indicate that, notwithstanding the state’s comprehensive secular reforms which significantly curtailed formal religious education, grassroots dynamics enabled the continuation of unofficial religious teaching. Social networks spearheaded by Said Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan, and Necip Fazıl Kısakürek played a decisive role in fostering resilience and sustaining traditional religious values and pedagogical practices. This societal resilience emerged as a critical factor in the reestablishment of formal religious educational institutions in the late 1940s. Ultimately, the study demonstrates that the interplay between top-down secularization policies and bottom-up religious demands has produced a dynamic and intricate equilibrium that underpins contemporary understandings of religion in Turkey.
Religious Education Dârülfünun Faculty of Theology Modernization and Secularization Gap Years in Religious Education Said Nursi Süleyman Hilmi Tunahan Tevhid-i Tedrisat Law
Bu çalışma, 1933 yılında Darülfünun İlahiyat Fakültesi’nin kapatılmasıyla başlayan ve Türkiye’de yüksek din eğitimi ile dini değerlerin aktarımında görülen boşluk yıllarını modernleşme ve sekülerleşme süreçleri çerçevesinde ele almaktadır. Araştırmanın temel sorusu, bu kurumsal tasfiye girişiminin yalnızca dönemin siyasi ihtiyaçlarına yönelik ani bir tepki mi yoksa uzun vadeli bir sekülerleşme stratejisinin parçası olarak bilinçli şekilde mi planlandığıdır. Araştırma, nitel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiş olup, tarihsel belge analizi, arşiv incelemeleri ve dönemin süreli yayınlarının kapsamlı bir incelemesini içermektedir. Cumhuriyet dönemi arşiv belgeleri, resmi tutanaklar, gazete ve dergi arşivleri ile döneme ilişkin biyografik çalışmalar titizlikle analiz edilmiştir. Bunun yanı sıra sosyolojik ve kurumsal analiz teknikleriyle reform sürecinin toplum nezdindeki kabul ve direnç dinamikleri incelenmiştir. Çalışmanın odağında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurumsal girişimlerinin yanı sıra, Said Nursi (1877–1960), Süleyman Hilmi Tunahan (1888–1959) ve Necip Fazıl Kısakürek (1904–1983) gibi dönemin önemli şahsiyetlerinin faaliyetleri yer almaktadır. Araştırma, tek parti rejiminin katı kısıtlamalarına rağmen, geleneksel din eğitiminin yarı resmi ve gayriresmi mecralar aracılığıyla nasıl korunduğunu ve dönüştüğünü sistematik bir şekilde ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular, devletin uyguladığı kapsamlı seküler reformlara karşın, toplumun alt katmanlarından yükselen dinamiklerin gayriresmi din eğitimini devam ettirmesini mümkün kıldığını göstermektedir. Özellikle Said Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan ve Necip Fazıl Kısakürek’in öncülük ettiği sosyal ağlar, geleneksel dini değerler ve eğitim pratiklerinin direnç kazanarak süreklilik kazanmasında kritik rol oynamıştır. Bu toplumsal direnç, 1940’lı yılların sonunda resmi din eğitimi kurumlarının yeniden kuruluş sürecinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkmıştır. Sonuç itibariyle çalışma, yukarıdan aşağıya uygulanan sekülerleşme politikaları ile aşağıdan yukarıya yükselen dini taleplerin etkileşiminin, Türkiye’nin günümüzdeki din anlayışını şekillendiren dinamik ve karmaşık bir denge oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
Din Eğitimi Dârülfünun İlahiyat Fakültesi Modernleşme ve Sekülerleşme Din Eğitimindeki Boşluk Yılları Said Nursi ve Süleyman Hilmi Tunahan Tevhid-i Tedrisat Kanunu.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Din Eğitimi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 2 Mayıs 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 1 |
![]()
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.