Consistency refers to the integrity and harmony between a person's thoughts, beliefs, words and actions. This quality, which is an important element of human character, plays a crucial role in the individual's attainment of credibility, respectability and inner peace. Consistency should be seen not only as an individual virtue, but also as indispensable for the healthy management of social relations. For inconsistency leads to a loss of trust between people and damages the social order. Religion, which informs the individual and society about the order of life in accordance with Allah's consent, also sees consistency as an ethical necessity in the process of giving meaning to and shaping human life. Islam, which is particularly sensitive in this regard, defines the integrity of belief, speech and action as one of the most important characteristics of a believer. In the Qur'ān, those who act contrary to their beliefs are criticised and reminded that they will be held accountable for their actions. The Prophet Muhammad also exemplified this integrity throughout his life and advised his Ummah to live in this way. According to Islam, a Muslim should not only express his faith but also reflect it in his actions. The consistency of belief-speech-action is a concrete indicator of the link between faith and action and a requirement of servitude. In this context, consistency is both an individual and a social responsibility in Islam. However, consistency is a difficult quality that requires strong will and perseverance. Failure to achieve consistency in the belief-speech-action axis leads to a contradictory situation with consequences for both the individual and society. This article discusses consistency, which the Qur’ān and the Sunnah treat as an indispensable quality for believers, based on verse 2 of Sūrah al-Ṣaff. The situations in which this consistency is not achieved will be conceptualised as 'oxymoron religiosity', the reasons for the emergence of oxymoron religiosity according to Qur'ān and psychology, and the consequences of such a life for the individual and society will be evaluated. Finally, suggestions will be made to prevent the occurrence of oxymoron religiosity. The aim is to raise awareness of the importance of consistency for Muslim individuals.
Tutarlılık; bir kişinin düşünce, inanç, söz ve eylemleri arasındaki bütünlük ve ahengi ifade eder. İnsan karakterinin önemli bir unsuru olan bu özellik, bireyin güvenilirlik, saygınlık ve iç huzuru kazanmasında kritik bir rol oynar. Tutarlılık, sadece bireysel bir erdem olarak değil, toplumsal ilişkilerin sağlıklı şekilde yürütülmesi için de vazgeçilmez olarak değerlendirilmelidir. Zira tutarsızlık, insanlar arasında güven kaybına yol açarak sosyal düzeni zedeler. Bireye ve topluma Allah’ın rızasına muvafık yaşam düzenini bildiren din de insan hayatını anlamlandırma ve şekillendirme sürecinde tutarlılığı ahlâkî bir gereklilik olarak görür. Bu konuda özel bir hassasiyet taşıyan İslâm, inanç-söz-eylem bütünlüğünü bir müminin en önemli özelliklerinden biri olarak tanımlar. Kur’an-ı Kerîm’de, inançlarına aykırı davrananlar eleştirilir ve bu davranışlarının hesabını verecekleri hatırlatılır. Hz. Peygamber de hayatı boyunca bu bütünlüğü örneklemiş ve ümmetine bu doğrultuda yaşamayı öğütlemiştir. İslâm’a göre bir müslüman, inandığını yalnızca dile getirmekle kalmamalı, bunu eylemlerine de yansıtmalıdır. İnanç-söz-eylem tutarlılığı, imanla amel arasındaki bağın somut bir göstergesidir ve kulluğun da bir gereğidir. Bu bağlamda tutarlılık, İslâm’da hem bireysel hem toplumsal bir sorumluluktur. Bununla birlikte tutarlılık, sağlam bir irade ve dirayet gerektiren, sahip olunması zor bir özelliktir. İnanç-söz-eylem ekseninde tutarlılığın sağlanamaması hem birey hem de toplum açısından sonuçları olan tezat bir durum ortaya çıkarır. Bu makalede Saf sûresi 2. âyet çıkış noktası olarak alınmak suretiyle öncelikle Kur’an’ın ve Sünnet’in mümin bireyler için vazgeçilmez bir özellik olarak işlediği tutarlılık ele alınacaktır. Söz konusu tutarlılığın sağlanamadığı durumlar “oksimoron dindarlık” olarak kavramlaştırılacak, oksimoron dindarlığın Kur’an’a ve psikolojiye göre ortaya çıkma nedenleri ve bu tür bir yaşantının birey ve toplum için doğuracağı sonuçlar değerlendirilecektir. Sonuç kısmında ise oksimoron dindarlığın oluşmasının önüne geçilebilmesi için önerilerde bulunulacaktır. Bu suretle tutarlılığın müslüman bireyler için önemine dair farkındalık oluşturmak hedeflenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 5 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |