The legislative nature and binding authority of the actions and statements of the Prophet Muhammad are significant topics of discussion in Islamic legal literature. In the field of uṣūl al-fiqh, it is generally accepted that his actions indicate legal rulings ranging from obligation to permissibility, while an act classified as forbidden (ḥarām) would not be attributed to him. However, the attribution of an act considered makrūh (discouraged) to the Prophet is a matter of scholarly dispute. This attribution does not imply that the act was makrūh for the Prophet himself but rather concerns whether such acts carry the quality of makrūh in terms of imitation (ittibā‘) and their legislative significance. This study examines how the Prophet’s actions, which are deemed makrūh, should be understood in a legislative context. It is observed that scholars of uṣūl al-fiqh, when addressing the apparent contradictions between certain verbal and practical narrations attributed to the Prophet, did not resolve them using traditional methods of reconciliation such as combining (jam‘), abrogation (naskh), or preference (tarjīḥ). Instead, they reinterpreted the binding nature of these reports. The fact that the Prophet sometimes engaged in actions that he himself prohibited or acted contrary to recommended (sunnah/mustaḥabb) practices led to two main interpretations regarding the legal bindingness of such acts. One group of scholars argued that such actions indicate permissibility (mubāḥ) for the Muslim community, while another group held that these actions still retain a makrūh status. The study concludes that these differing perspectives are not confined to a particular school of thought but rather stem from individual methodological interpretations within uṣūl al-fiqh. Additionally, the article analyzes how this disagreement affects everyday practices such as ablution (wuḍū’), acts of worship, and purification. For instance, differing legal opinions have emerged among Islamic schools of thought concerning sleeping without performing ablution after major ritual impurity (janābah), drinking water while standing, or using water licked by a cat for ablution. These disputes highlight the influence of existing uṣūl perspectives on the classification of legal rulings regarding makrūh acts.
Fiqh Uṣūl of Fiqh Prophet Praktices Ḥukm Makrūh Acts of the Prophet
Hz. Peygamber’in fiil ve sözlerinin teşrî‘ niteliği ve bağlayıcılık değeri, İslâm hukuku literatüründe önemli bir tartışma konusudur. Fıkıh usulü eserlerinde, onun fiillerinin farz ile mubah arasındaki hükümlere delalet edeceği, haram nitelikli bir fiilin ise kendisinden sadır olmayacağı kabul edilmiştir. Mekruh olarak değerlendirilen bir fiilin Hz. Peygamber’e nispeti ise ihtilâflı bir meseledir. Burada nispetten kastedilen, işlenen fiilin Hz. Peygamber açısından mekruh olması değil, ittibâ açısından mekruhluk vasfını taşıması bir başka ifadeyle bu tür fiillerin teşrî‘ değeri açısından ne anlam ifade ettiği meselesidir. Bu çalışmada, Hz. Peygamber’in mekruh olarak değerlendirilen fiillerinin teşrî‘ bağlamında nasıl anlaşılması gerektiğine dair tartışma ele alınmıştır. Bu bağlamda konuyu ele alan usulcülerin, Hz. Peygamber’e nispet edilen bazı kavlî ve fiilî rivayetler arasındaki zâhirî zıtlıkları, teâruzu giderme metotları olan cem‘, nesh veya tercih vb. yöntemlerle gidermedikleri, bunun yerine rivayetlerin bağlayıcılık değerini yeniden yorumladıkları tespit edilmiştir. Hz. Peygamber’in nehyettiği bir fiili bizzat işlemesi veya sünnet/müstehap bir fiile aykırı davranması gibi durumların, ilgili fiillerin şer‘î bağlayıcılığı konusunda iki temel yoruma yol açtığı görülmüştür. Bir grup usulcü, bu tür fiillerin ümmet için “mubah” olduğunu savunurken, diğer bir grup ise bu durumların “mekruh” vasfı taşıdığı görüşünü benimsemiştir. Çalışmada her iki yaklaşımın da belirli bir mezhebe özgü olmadığı ve daha ziyade fıkıh usulündeki bireysel yorum farklılıklarından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Makale, ayrıca bu ihtilâfın günlük hayatta abdest, ibadet ve temizlik gibi konular üzerindeki etkilerini de incelemektedir. Örneğin, cünüp iken abdest almadan uyumak, ayakta su içmek veya kedinin artığı ile abdest almak gibi meselelerde, mezhepler arasında farklı yorumlar geliştirilmiştir. Bu ihtilâflar, mekruh nitelikli fiillerin fıkhî değerine dair mevcut usul görüşlerinin, fıkıh hükümlerinin tasnifine olan etkisini ortaya koymaktadır.
Fıkıh Fıkıh Usûlü Hz. Peygamber Fiil Hüküm Mekruh Ef'âl-i Nebî
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 5 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |