İhtisâr ve muhtasar kavramları edebî bir tür olarak birkaç farklı anlamda kullanılmakla birlikte daha çok iki şekilde karşımıza çıkmaktadır: Bunlardan birincisi belli bir kitaba dayanmaksızın bir disiplinin ana konularını ve temel meselelerini çok kısa biçimde ihtiva eden eserler; diğeri de içeriği Mebsût ya da Mutavvel tabir edilen bir kitabın ayrıntı ve tekrarları çıkarılarak oluşturulan eserlerdir. Özellikle ihtisârın bu türüne telhîs ifadesi daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Belirli bir eserin ihtisârını yapan müellif, sadece kısaltma yapmamakta, gerektiğinde yeniden düzenlemekte, ilâveler ve itirazlar yapmaktadır. Dolayısıyla muhtasarlar genelde asıl eserin yorumu konumunda bulunduğundan her ihtisâr belirli bir özgünlüğe sahiptir.
İslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren başlayan ihtisâr/telhîs çalışmaları Osmanlı döneminde de devam etmiş özellikle medreselerde okutulan kitaplarla, sarf-nahiv ve belâgat alanlarındaki eserlerin yine muhtasarları yapılmıştır. Bu eserlerden biri de makalemizin konusunu oluşturan, sarf alanında çok itibar gören ve Akşehirli Ali b. Osman tarafından kaleme alınan Telhîsu’l-Esâs adlı eserdir. Ali b. Osman Efendi’nin bu eseri, hocası Ahmed Rüşdî Efendi’nin temel sarf metinlerinden olan Binâ üzerine yazmış olduğu Esâsü’l-Binâ adlı şerhi için bir ihtisâr/telhîs çalışmasıdır. Esaslı ve etkili bir çalışma olması sebebiyle aslının yerini tutmuş hatta zamanla onu da gölgede bırakmış bir eser olarak günümüze kadar gelmiştir.
Ikhtisâr or mukhtasar is a literary genre denoting a number of meanings while two of these meanings stand out: The first is works that briefly explains the main subjects and fundamental issues of a certain discipline without being based on a particular book; the second is concise works formed by extracting details and repetitions of a book referred as Mabsût or Mutawwal. The term talkhîs is commonly used for the latter meaning. An author of this genre does not only summarize certain work but also, when necessary, rearranges, adds comments, and raises objections. For this reason, mukhtasar works offer interpretations on the original work, which gives them a certain degree of uniqueness.
Starting from the early Islamic period, one can trace the works of ikhtisâr/ talkhîs in the Ottomans as well. In this period, this genre manifests itself in various books taught in madrasas along with works on sarf-nahw (Arabic morphology and syntax) and balāgha (rhetoric). In this respect, this article aims to analyze Talkhîs al-Asâs, a significant book in sarf literature written by Akşehirli Ali b. Osman. The work is an ikhtisār/talkhīs on Asâs al-Binâ’, authored by his master Ahmed Rüşdi Efendi, the mufti of Karaağaç, on a mukhtasar text of sarf called Binâ’. Moreover, it has not only been conceived as important as the original work but also overshadowed it over time, lasting until today.
Arabic language Ikhtisâr Talkhîs Asās al-Binâ’ Talkhîs al-Asâs.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 11 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: Özel Sayı 1 (Cumhuriyetin 100. Yılına) |