Geçiş dönemleri ile müzik ilişkisi pek çok açıdan irdelenebilecek konulardandır. Müziğin bir ritüel olarak en yaygın olarak kullanıldığı ve işlev gördüğü geçiş dönemi “evlenme”dir. Evlenmenin toplumsal ilanı ve kutlaması olan düğünler, müzik ile iç içe geçmiş ve müzikle ifade edilegelen geleneksel eğlenceler/törenler/kutlamalardır. Düğün törenleri içerisinde müzik, duyurma, eğlenme, eğlendirme, oynatma gibi açık işlevlere sahip olmanın ötesindedir. Evlenme geçiş döneminin her aşaması ayrı bir müzikal karaktere sahip olacak şekilde kültürel kodlamalar ve işlevler doğrultusunda ezgisel yapı ve içerik kazanmaktadır. Bu dönemde kültürel olaylar dizisi, müziği oluşturmakla birlikte müzik de yeni davranışları yaratmaktadır. Başka bir açıdan ifade ettiğimizde müziğin icra edilebilmesi söz konusu kültüre özgü öğrenilmiş davranışlar dizisi olmasının yanı sıra müziği anlama ve anlamlandırma da bu kapsam içerisine girmektedir. Bu açıdan bir kültür içerisinde müziği icra eden çalgıcının doğru ve anlamlı performans ölçüsü, bağlama özgü tavır takınmakla ortaya konulabilmekte; bununla beraber müziğin yansıtıldığı kitlenin ezgisel yapıyı anlama/anlamlandırma yeteneği ve bu doğrultuda gerçekleştirecekleri her türlü davranış da geleneğe ilişkin kalıp yargıları önceden öğrenmeye bağlı olmaktadır.
Bu bağlamda bu makalede “müzik ile kültür ekseninde” gelenek müziğinin evlilik geçiş dönemi ile ilişkisi bağlamsal şartlar çerçevesinde incelenmiş; müziğin, bir kültür içerisinde davranış biçimi olarak nasıl konumlandığı, kodlandığı ve yansıtıldığına ilişkin çözümlemeler yapılmıştır.
Geçiş dönemleri ile müzik ilişkisi pek çok açıdan irdelenebilecek konulardandır. Müziğin bir ritüel olarak en yaygın olarak kullanıldığı ve işlev gördüğü geçiş dönemi “evlenme”dir. Evlenmenin toplumsal ilanı ve kutlaması olan düğünler, müzik ile iç içe geçmiş ve müzikle ifade edilegelen geleneksel eğlenceler/törenler/kutlamalardır. Düğün törenleri içerisinde müzik, duyurma, eğlenme, eğlendirme, oynatma gibi açık işlevlere sahip olmanın ötesindedir. Evlenme geçiş döneminin her aşaması ayrı bir müzikal karaktere sahip olacak şekilde kültürel kodlamalar ve işlevler doğrultusunda ezgisel yapı ve içerik kazanmaktadır. Bu dönemde kültürel olaylar dizisi, müziği oluşturmakla birlikte müzik de yeni davranışları yaratmaktadır. Başka bir açıdan ifade ettiğimizde müziğin icra edilebilmesi söz konusu kültüre özgü öğrenilmiş davranışlar dizisi olmasının yanı sıra müziği anlama ve anlamlandırma da bu kapsam içerisine girmektedir. Bu açıdan bir kültür içerisinde müziği icra eden çalgıcının doğru ve anlamlı performans ölçüsü, bağlama özgü tavır takınmakla ortaya konulabilmekte; bununla beraber müziğin yansıtıldığı kitlenin ezgisel yapıyı anlama/anlamlandırma yeteneği ve bu doğrultuda gerçekleştirecekleri her türlü davranış da geleneğe ilişkin kalıp yargıları önceden öğrenmeye bağlı olmaktadır.
Bu bağlamda bu makalede “müzik ile kültür ekseninde” gelenek müziğinin evlilik geçiş dönemi ile ilişkisi bağlamsal şartlar çerçevesinde incelenmiş; müziğin, bir kültür içerisinde davranış biçimi olarak nasıl konumlandığı, kodlandığı ve yansıtıldığına ilişkin çözümlemeler yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |