İnsan davranışlarının biyolojik, fizyolojik, sosyal ve kültürel temelleri vardır. Bireye canlı organizma, insan ve kültürlenmiş bir kişi olarak bakıldığında sözlük kapsamında insan, toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı olarak tanımlanabilir...
İnsanın, iradesi sorunu hakkındaki araştırma tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir denilebilir,
insan, dış etkilerin örneğin sosyal çevrenin, yıldızların, doğaüstü kuvvetlerin, geleceğini belirtmek
konusunda etkili olup olmadığını çok eskiden beri kendi kendine sormuştur. Doğal olarak böyle bir
soru, insanın kendi kaderini belirleme konusunda serbest olup olmadığı sorusunu da hatıra getirmiştir.
Bu soruya verilecek cevabın ne olacağı konusunda, filozoflar, teologlar, psikologlar farklı görüşler
savunmuşlardır. Bu konuda geniş ve derin fikir ayrılıklarının bulunmasını bir bakıma olağan saymak
gerekir. Çünkü insan iradesinin kendi elinde olup olmadığı sorusuna verilecek cevap insanın kendi
orijini, doğası hakkındaki kanaatine göre değiştiği gibi, insanın Tanrı, dış dünya ve doğa hakkındaki
fikrine göre de değişik bir özellik kazanır. Bu çalışmada, iradenin kavramlaştırılması, bileşenlerinin
betimlenmesi ve değerlerin oluşumunda ki konumu tartışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2013 |
Gönderilme Tarihi | 19 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 5 Sayı: 9 |