Osmanlı İmparatorluğu yüzünü Batı’ya çevirmeye XVIII.
yüzyılda başlamıştır. Duraklama ve gerileme devirlerine denk
gelen modernleşme hareketinin başlamış olduğu süreçte, Osmanlı
dünyanın en büyük devletlerinden birisiydi; ancak kendisindeki
kötüye gidişin bünyesinde bu kadar büyük tahribat açacağının
farkında değildi. Sosyal yapıdaki problemleri birkaç küçük
tedbirle giderebileceğini düşünüyordu. Eğitim alanında yapılanlar
modernleşmeden ilk etkilenen kurumun eğitim olduğuna
işaret ediyordu.
Yüzlerce yıldır cephelerdeki mücadelede galip geldiği Batı
orduları artık Osmanlıyı yener olmuştu. Askerî yenilgilerin sebebi
genellikle Müslüman kimliğinden ve onun eksik yorumlanmasından
kaynaklanan bir zâfiyet olarak görülüyordu. Avrupa’daki
değişim fark edilmiyor ve değişimin görünen yüzü Osmanlıya
toprak kaybı olarak yansıyordu... Osmanlı münevverleri de meseleyi
çözecek iç ve dış toplumsal dinamiklerden mahrum bulunuyordu.
Kendisi dışında yıllardır galip geldiği bir paradigmanın
meydan okumasına boyun eğmek demek, kendisi olarak kalamayacağının
da en bariz ifadesiydi.
Osmanlı modernleşmesi, geçmişi anlama, çöküş sürecini
okuma ve modernleşmenin tarihsel süreçte meydan okuması
karşısında yaşanılan paradoksal tavrın değerlendirilmesi açısından
önemli bir paradigmadır.
Bölüm | Araştırma Makaleleri / Research Articles |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Aralık 2012 |
Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 20 |
K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, elektronik ortamda yayınlanmaktadır.
ilahiyatdergi@ksu.edu.tr
Derginin Tarihçesi
Derginin Adı | ISNN | e-ISNN | Başlangıç Yılı |
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi | 1304-4524 | 2651-2637 | 2003 |