Gerçeklik, olgunun kavrama uygunluğudur. Bütündür.
Bütünü oluşturan özdür ki, momentlerin organik birliğinin bütünlüğüdür.
Bu birliğin momentlerinin belirlenimleri olumsuz ve bu
nedenle, yalnızca düşünsel kiptedirler. Gerçeklik nesne olarak
bu halde iken; onu elde etmek için dilin yöntemi olan “yargı”,
gerçekliği bir çırpıda ele geçirme yeteneğini taşımaz, gerçekliğin
her momentini parça, parça bölerek anlar ki; bu ise gerçeğin
yapısı ile çelişiktir. Yargının ve gerçekliklerin bu niteliklerinin
bilinişi, gerçeği elde etme olanağının önünü açar. Her yargının
bir yarma (bölme-parçalama) olduğunun bilinci, gerçeklik karşısında
ondan beklentimizi doğru boyutlara çeker. Böylece ilişkimizin
doğru doğasını elde etmiş oluruz.
Dilin etimolojisinin bilinmesi gerçeğin elde edilmesinde
ayrı bir kolaylık sağlar. Bazı sözcükler, kavramın karşıtlıklarını
içkin olarak taşır ve gerçekliğin yapısının apaçık dışa vururlar.
Böylece gerçekliğin kurgul (spekülative) karakterini bize gösterirler.
Türkçede “yargı” sözcüğü bu özellikleri taşır ve dilin derinliğinin
bir örneğini gösterir.
Bölüm | Araştırma Makaleleri / Research Articles |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Haziran 2013 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 21 |
K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, elektronik ortamda yayınlanmaktadır.
ilahiyatdergi@ksu.edu.tr
Derginin Tarihçesi
Derginin Adı | ISNN | e-ISNN | Başlangıç Yılı |
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi | 1304-4524 | 2651-2637 | 2003 |