Ayas Ağa, H.900/M.1495 yılında Amasya’da mektep, medrese ve camiden oluşan mütevazı bir külliye inşa edip, insanların istifadesine sunmuştur. Bu makalenin amacı, Ayas Ağa Külliyesi’nin kuruluş sürecini, kurucusunun sosyal konumunu, vakfın işleyişini ve tarihsel gelişimini ortaya koymaktır. İncelenen arşiv belgeleri ve diğer kaynaklar ışığında şu sonuçlara ulaşılmıştır: Ayas Ağa bir dönem Amasya’da Şehzade Ahmed’in perdecibaşılığını yapmış daha sonra İstanbul’a gelmiş ve Sultan II. Bayezid’in kapı ağalarından biri olmuştur. Külliyenin ihtiyaçlarının karşılanması için çeşitli tarımsal araziler, odalar ve bir hamamı akar olarak vakfetmiş, bu vakıfta görevlendirilmek üzere müderris, muallim, ferraş, dolapçı gibi kadroları da ihdas etmiştir. Bu külliyenin gelirleri genellikle vakfedilen tarımsal arazilerden elde edilen buğday, arpa, burçak gibi hububattan elde edilmiştir. Vakfın işleyişine birtakım müdahaleler yapıldığı incelenen belgelerden anlaşılmaktadır. İncelenen muhasebe kayıtlarından vakfın kuruluşundan Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar olan süreçte vakfiyedeki şartlar doğrultusunda hizmet verdiği görülmüştür. Vakfın gelirlerinde bu süre zarfında birtakım düşüşler yaşanmıştır. Vakfiyede olmayan birtakım görevlere vâkıf şartına aykırı olarak atama yapıldığı tespit edilmiştir.
In the year H.900/M.1495, Ayas Ağa built a modest complex (külliye) in Amasya, consisting of a school (mektep), a madrasa, and a mosque, and made it available for public benefit. The aim of this article is to examine the history of the Ayas Ağa Complex in detail, based on documents from the Sharia court registers (şer’iyye sicilleri), the Ottoman Archives, and the Archives of the General Directorate of Foundations. In light of the archival records and other sources studied, the following conclusions have been reached: Ayas Ağa once served as the head curtain-bearer (perdecibaşı) to Prince Ahmed in Amasya, later moved to Istanbul, and became one of the chamberlains (kapı ağası) of Sultan Bayezid II. In order to sustain the needs of the complex, he endowed various agricultural lands, rooms, and a bathhouse as income-generating properties (akar). He also established positions within the foundation, including those of mudarris (professor), muallim (teacher), ferraş (caretaker), and dolapçı (waterwheel operator). The income of the complex largely came from agricultural products such as wheat, barley, and vetch cultivated on the endowed lands. It has been observed in the examined documents that there were certain interventions in the operation of the foundation. The accounting records reveal that the foundation operated in accordance with the stipulations set forth in the original endowment deed (vakfiye) from its establishment until the collapse of the Ottoman Empire. However, there was a noticeable decline in the foundation’s revenues over time. Moreover, appointments were made to positions not mentioned in the vakfiye, contrary to the founder's original conditions.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 21 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 26 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Kastamonu İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.