Tarihi süreç içerisinde kadim medeniyetler, devlet düzeninden adaletin sağlanmasına kadar dinin toplum ve yönetim üzerindeki büyüleyici iksirinden faydalanmaya çalışmışlardı. Osmanoğulları da toplumda huzurunun sağlanmasında bu büyüleyici gücün etkisinde kalmışlar, örfî güç ve otoritelerini şerî kanunlarla bezeyerek meşruiyetlerini toplumun genelinde hâkim kılmayı amaçlamışlardı. Ayrıca güç ve iktidarlarını dinî değerlere saygı ve sevgi ile donatarak Hz. Muhammed’in, ehl-i beytine olan hürmetlerini de göstermişlerdi. Onların bu davranışları ehl-i beyte olan sevgi ve saygıyı daha da artırmıştı. Bu durumdan faydalanmaya çalışan müteseyyidler (sahte seyyid ve şerifler); devletin bazı muafiyetlerinden faydalanarak bu durumu gelir kapısı olarak görmüşlerdi. Merkezî yönetim, seyyid ve şeriflik iddiasında bulunanlar hakkında şikâyetler nedeniyle araştırmalar yapılması için başkentte Nakîbü’l-eşrâflık müessesini kurmuştu. Böylece devletin muhtelif yerlerinde kendilerini seyyid ve şerif olarak tanıtarak halkın dinî değerlerini istismar edenlerin halleri taşra yöneticileri vasıtasıyla bu makama bir tezkere ile sorulmuş ve cevabî yazılara göre kararlar verilmişti. Bu bağlamda dinî değerlerin ve toplumsal huzurun sağlanmasında önemli güç olan Nakîbü’l-eşrâflık makamı, din istismarcılarının davranışlarının engellenmesinde önemli görevleri yerine getirmiş ve saltanatın kaldırılmasıyla da kurumsal yapıya son verilmişti. Çalışmanın amacı; Osmanlı idaresinin, Nakîbü’l-eşrâflık müessesesiyle müteseyyidleri tespit ederek dinî değerlerin istismar edilmemesi için almış olduğu tedbirleri belirtmektir. Divân-ı hümâyûna, müteseyyidler hakkında şikâyetlerin yapılması nedeniyle mühimme defterleri araştırmada asıl kaynak olarak belirlenmiştir.
Divân-ı Hümâyûn Nakîbü’l-eşrâf Seyyid ve şerif müteseyyid tebaa
In the historical process, ancient civilizations sought to take advantage of the fascinating elixir of religion over society and government, from the state order to the establishment of justice. The Ottomans were also influenced by this fascinating power in ensuring peace in society, and they aimed to make their legitimacy dominant in the society by embellishing their customary power and authority with religious laws. Trying to take advantage of this situation, fake sayyids and sheriffs tried to gain income on the religious values of the people by taking advantage of some exemptions of the state. The central government had set up the institution of the prophet's descendants in the capital to investigate the complaints against those who claim to be sayyid and sheriff. Thus, the situation of those who abused the religious values of the people by introducing themselves as sayyids and sheriffs in various parts of the state were asked to this institution by the provincial administrators with an official letter and the decisions were made according to the answers. With the abolition of the sultanete, its institutional structure was ended. Purpose of the study; It is to indicate the measures taken by the central government to prevent the abuse of religious values by identifying false sayyids and sheriffs with the institution of the prophet's descendants. Due to complaints made to the imperial council about fake sayyids and sheriffs, the mühimme books were determined as the main source in the research.
Divân-ı hümâyûn Nakîbü’l-eşraf sayyid and sharif fake sayyid and sharif vassal
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 9 |