Sanayi Devrimi’nden bugüne içinde bulunduğumuz Antroposen Çağ, insanları doğadan uzaklaştırmakta ve makinelerin, hızın, kalabalıkların öne çıktığı bir düzeni idealleştirmektedir. Çağın öne çıkan en önemli özelliği ise doğa ile insan arasındaki mesafeyi açması ve doğayı kullanılacak/ tüketilecek/ bitmez bir kaynak hâlinde pazarlamasıdır. Yapılan propagandalar sonucunda insanların büyük çoğunluğu, doğayı hoyratça tahrip etmekte ve habitatın geleceği hakkında herhangi bir endişe taşımamaktadır. Ancak 1970’li yıllardan sonra çağın getirdiği zararlar üzerine daha çok düşünülmekte ve bunu aşmanın yolları üzerine -yeterli olmasa da- çeşitli faaliyetlerde bulunulmaktadır. Bu faaliyetlerin başında insanları ekosistemin geri dönüşü olmayan kayıplar yaşamaya başladığı konusunda bilinçlendirmek gelir. Sonraki adım ise bu kayıpları durdurmaya yönelik yenilenebilir kaynaklar üzerinde düşünmek ve bu konuda atılımlar gerçekleştirmektir. Bu sebeple işin ilk adımı olan bilinçlendirmeyi sadece yetişkinler üzerinde değil, geleceğin yetişkinleri olacak çocuklar üzerinde de sürdürmek gerekir. 2000’li yıllardan itibaren de bu çabanın gözle görülür bir sonuç verdiği ve dikkate değer bir çocuk edebiyatı literatürü oluştuğu ortadadır. Ahmet Büke’nin ve Şiirsel Taş’ın yazdığı -sırasıyla- Gökçe’nin Yolu (2018) ve Sekoyana’nın Kapıları (2017) da bu literatürün bir parçasıdır. Bu iki eser, çocuk okurların dikkatini doğaya çekmekte ve onlara doğal yaşam alanımızın dinamikleri hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Üstelik bu eserler çocuklara sadece doğayı tanıtmamakta, onları doğada bir yolculuğa çıkarmakta ve doğayla temasta bulunmalarını sağlamaktadır. İki kitapta ortak olan bu durum; doğa, çocuk ve arketip konularında pek çok ipucu sunmakta ve incelenmeye değer örnekler vermektedir. Bu makalede de adını andığımız bu iki eserden yola çıkılacak, çocuk ile doğa arasındaki ilişki irdelenecek ve bu sayede çocuk okurlara aktarılmaya çalışılan tezler üzerinde durulacaktır.
The Anthropocene Age, which we have been living in since the Industrial Revolution, is alienating people from nature and idealizing an order in which machines, speed, and crowds are prominent. The most prominent feature of this age is that it widens the distance between nature and humans and commercializes nature as an infinite resource to be used/consumed/exhausted. Because of propaganda, the vast majority of people are recklessly destroying nature and are unconcerned about the future of the habitat. However, after the 1970s, people have been more concerned about the harms of the age and have been engaged in various - though insufficient - activities to overcome them. One of the most significant of these activities is to make people aware that the ecosystem is beginning to suffer irreversible losses. The next step is to consider and act on renewable resources to stop these damages. Therefore, the first step is to raise awareness not only among adults but also among children who will be the adults of the future. Since the 2000s, it is evident that this effort has yielded considerable results and a remarkable children’s literature has emerged. Gökçe’nin Yolu (2018) and Sekoyana’nın Kapıları (2017) by Ahmet Büke and Şiirsel Taş, respectively, are part of this literature. These two works are intended to draw child readers’ attention to nature and inform them on the dynamics of our natural environment. Furthermore, these works not only introduce nature to children, but also lead them on a journey in nature and allow them to be in contact with nature. This common theme in the two books provides many clues about nature, children, and archetypes, as well as examples that are worth investigating. This article will be based on these two works, analyze the relationship between children and nature, and thus focus on the theses that are intended to be conveyed to child readers.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 5 Mart 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 20 |