Siyaset felsefesi alanında önemli bir isim olan Giorgio Agamben, Homo Sacer adlı dokuz eserden oluşan serinin ilk kitabını 1995 yılında yayımlamıştır. Yazar, Türkçeye 2000 yılında çevrilen Kutsal İnsan: Egemen İktidar ve Çıplak Hayat isimli eserinde modern Batı demokrasilerinde, hukuk, yönetim ve egemenlik kavramlarını tarihi bir temele oturtarak tartışmaktadır. Agamben, günümüz siyasetinde, demokratik ve otoriter rejimler arasındaki ortak noktaların, demokrasilerin içinde barınan totaliter eğilimlerin aydınlatılmasını amaçlamaktadır. Batı siyasetinin temelde çıplak hayat ve siyasal hayat olan ikilikler üstüne kurulu olduğunu belirten Agamben, kökünü antik Yunan ve Roma’ya dayandırdığı biyopolitikanın egemen iktidarla iç içe geçerek hayat üzerindeki gücüne eğilmiştir. Olağanüstü hallerin istisna olmaktan çıkarak genel durumu temsil etmesiyle modern toplumlarda herkesin temel hukuki haklarını kaybederek potansiyel birer homo sacer olma ihtimali üzerinde durarak günümüzde yaşamın birçok farklı açıdan dev bir toplama kampına dönüştüğü iddiasını ortaya koymaktadır. Felsefe, siyaset bilimi, sosyoloji gibi pek çok alanın sınırlarında ustalıkla gezen Agamben, politikayı farklı bir şekilde düşünmenin imkânını gösterir. Bu çalışmada sosyolojik perspektifle Agamben’in eseri üzerinden kriz ve süreklilik olguları tartışılmış ve Agamben’e yöneltilen eleştirilere yer verilmiştir.
Giorgio Agamben, an important name in the field of political philosophy, published the first book of the series consisting of nine works called Homo Sacer in 1995. In his work titled Sacred Man: Sovereign Power and Bare Life, translated into Turkish in 2000, the author discusses the concepts of law, administration and sovereignty in modern Western democracies on a historical basis. Agamben aims to elucidate the common points between democratic and authoritarian regimes in today's politics and the totalitarian tendencies within democracies. Agamben argues that Western politics is fundamentally based on the dichotomy of bare life and political life, focusing on biopolitics originating from ancient Greece and Rome, where sovereign power exerts control over life. He asserts that states of emergency are no longer exceptions but have become the norm, putting everyone at risk of losing their basic rights and potentially becoming homo sacer, turning life into a massive concentration camp from multiple perspectives. Masterfully navigating the boundaries of many fields such as philosophy, political science, and sociology, Agamben shows the possibility of thinking about politics in a different way. In this study, the phenomena of crisis and continuity are discussed through Agamben's work from a sociological perspective and the criticisms directed at Agamben are included.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beden Sosyolojisi |
Bölüm | Kitap İncelemeleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 5 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 13 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 21 |