Kadirîyye Tarikatı’nın Halisîyye kolunun kurucusu Şeyh Ziyaüddin Abdurrahman Halis Talabanî’nin oğlu Şeyh Rıza Talabanî, eğitimini Kerkük, Musul ve Süleymaniye gibi bölgelerdeki tarikat medreselerinde tamamladıktan sonra belli bir süre Kerkük’teki Kadirî-Talabanî tekkesinde yaşamını sürdürmüş ve XX. yüzyılın başında ağabeyi Şeyh Ali tarafından Bağdat’taki Kadirî-Halisî tekkesine postnişin olarak tayin edilmiş önemli bir tekke ve divan şairidir. Yaşamı boyunca tekke ve tarikat ekseninde bir hayat sürmüş olan Şeyh Rıza’nın bir Halisî olarak Kerkük, Musul, Süleymaniye ve Bağdat gibi merkezlerde farklı tarikat ve sûfî gruplarıyla, bu minvalde Nakşî-Halidî şeyhleriyle de münasebetleri olmuş ve çeşitli vesilelerle bu gelenekten gelen şeyhleri öven ya da zemmeden şiirler söylemiştir. Şah-ı Nakşbend, Şeyh Ali Hüsameddin Tavilî ve Şeyh Nureddin Birîfkanî gibi mutasavvıfları öven şair, aynı gelenekten gelen Şeyh Ömer Biyarî ile Nakşî-Halidî halifelerinden bazılarını ise şiirlerinde hicvetmiştir. Şairin matbû divanında yer alan bu şiirler, söz konusu bölgede etkili olan Kadirî-Halisî ve Nakşî-Halidî tarikatlarının birbirlerine olan yaklaşımını ve bu tarikat kolları arasında zamanla ve siyaseten değişebilen farklı bakış açılarını göstermesi açısından oldukça önemlidir. Şeyh Rıza’nın bugüne kadar Türkçe literatürde yer almayan Farsça, Arapça ve Kürtçe şiirleri de dâhil olmak üzere inceleyeceğimiz bu çalışmada mezkûr şiirlerin açıklamalı tercümeleriyle birlikte tasavvuf tarihi literatürüne kazandırılması amaçlanmaktadır.
Kadirîyye Tarikatı’nın Halisîyye kolunun kurucusu Şeyh Ziyaüddin Abdurrahman Halis Talabanî’nin oğlu Şeyh Rıza Talabanî, eğitimini Kerkük, Musul ve Süleymaniye gibi bölgelerdeki tarikat medreselerinde tamamladıktan sonra belli bir süre Kerkük’teki Kadirî-Talabanî tekkesinde yaşamını sürdürmüş ve XX. yüzyılın başında ağabeyi Şeyh Ali tarafından Bağdat’taki Kadirî-Halisî tekkesine postnişin olarak tayin edilmiş önemli bir tekke ve divan şairidir. Yaşamı boyunca tekke ve tarikat ekseninde bir hayat sürmüş olan Şeyh Rıza’nın bir Halisî olarak Kerkük, Musul, Süleymaniye ve Bağdat gibi merkezlerde farklı tarikat ve sûfî gruplarıyla, bu minvalde Nakşî-Halidî şeyhleriyle de münasebetleri olmuş ve çeşitli vesilelerle bu gelenekten gelen şeyhleri öven ya da zemmeden şiirler söylemiştir. Şah-ı Nakşbend, Şeyh Ali Hüsameddin Tavilî ve Şeyh Nureddin Birîfkanî gibi mutasavvıfları öven şair, aynı gelenekten gelen Şeyh Ömer Biyarî ile Nakşî-Halidî halifelerinden bazılarını ise şiirlerinde hicvetmiştir. Şairin matbû divanında yer alan bu şiirler, söz konusu bölgede etkili olan Kadirî-Halisî ve Nakşî-Halidî tarikatlarının birbirlerine olan yaklaşımını ve bu tarikat kolları arasında zamanla ve siyaseten değişebilen farklı bakış açılarını göstermesi açısından oldukça önemlidir. Şeyh Rıza’nın bugüne kadar Türkçe literatürde yer almayan Farsça, Arapça ve Kürtçe şiirleri de dâhil olmak üzere inceleyeceğimiz bu çalışmada mezkûr şiirlerin açıklamalı tercümeleriyle birlikte tasavvuf tarihi literatürüne kazandırılması amaçlanmaktadır.
Abstract
Sheikh Riza Talabani, son of Sheikh Ziyauddin Abdurrahman Halis Talabani, the founder of the Khalisiyye branch of the Qadiri sect, completed his education in the sect madrasas in regions such as Kirkuk, Mosul and Sulaymaniyah, and continued his life in the Qadiri-Talabani lodge in Kirkuk for a certain period of time. He is an important dervish and divan poet who was appointed as a postnishin (sheikh of the islamic monastery) to the Qadiri lodge (islamic monastery) in Baghdad by his brother Sheikh Ali in the beginning of 20th century. Sheikh Riza, who led a life in the axis of a lodge and a sect throughout his life, had relations with different sects and sufi groups in centers such as Kirkuk, Mosul, Sulaymaniyah and Baghdad, as well as with Naqshi-Khalidi sheiks in this way, and praised the sheikhs from this tradition on various occasions in his poems. Praising mystics such as Sheikh Bahaeddin Naqshband, Sheikh Ali Husameddin Tavili and Sheikh Nureddin Birifkani in his poems, the poet satirized some poets like Sheikh Omer Biyari and Naqshi-Khalidi caliphs, who came from the same tradition. These poems in the poet’s printed divan are very important in terms of showing the approaches of the Qadiri and Naqshi-Khalidi sects, which are influential in the region in question, to each other and the different perspectives that can change over time and politically between these two sects. In this study, which we will examine, including the Persian, Arabic and Kurdish poems of Sheikh Riza, which have not been included in Turkish literature until today, it is aimed to bring the aforementioned poems to the literature history and mysticism literature with their annotated translations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Gotarên Lêkolînî (Araştırma Makaleleri) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |