XIX. yüzyılın
ilk yarısında A.Comte tarafından sistemleştirilen pozitivizm akımı, deneye ve
gözleme dayalı bilginin, tek geçerli bilgi türü olacağı varsayımından yola
çıkan bir düşünce sistemidir. Pozitivizmi hazırlayan nedenlerin başında Fransız
İhtilali ve aydınlanma düşüncesi yer almaktadır. Pozitivizmin Osmanlı
düşüncesine girişi, devletin en buhranlı dönemini yaşadığı XIX. Yüzyıla denk
gelir. Islahat hareketlerinin hız kazandığı, buna bağlı olarak batıcılık
düşüncesinin iyiden iyiye hissedildiği bu yüzyılda, batı kaynaklı düşünce
akımları da Osmanlı düşüncesinde kendilerine yer bulmaya başlamışlardır.
Batılaşma çerçevesi içerisinde Fransa’ya gönderilen öğrenciler ve tercüme
eserler vasıtasıyla kendisini ortaya koyan pozitivizm, dönemin birçok
düşünürünü etkilemiştir. Pozitivizmden etkilenen düşünürlerden birisi olarak
Abdullah Cevdet, siyasi ve kültürel birçok alanda düşüncelerini bu doğrultuda
dile getirmiştir. Cevdet’in düşünceleri başta yaşadığı dönem olmak üzere,
kendisinden sonra da günümüze kadar ulaşmış ve pozitivist-materyalist cenahta
kendisine yer bulmuştur. Halifelik müessesesini bünyesinde barındıran bir
imparatorluk olarak Osmanlı’nın, pozitivist-materyalist görüşleri benimseme
eğiliminde çok da istekli bir eğilim sergilemediği düşünülmektedir. Tüm
eleştirilere ve kabullenememelere rağmen Abdullah Cevdet ve pozitivist
fikirleri son dönem Osmanlı düşüncesinde sağladığı fikri dinamizm sebebiyle,
düşünce dünyamız açısından olumlu bir etkiye sahip olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 2 |