Fal, insanoğlunun geleceğini öğrenme arzusunun bir neticesi olarak ortaya
çıkan ve kendisine değişik toplum ve kültürlerde daima kolaylıkla yer bulmuş
bir unsurdur. Onun tatbikinde farklı kültür ve toplumlarda çok değişik
malzemelere başvurulmuştur. Bunlar içerisinde belki de en ilginci ve dikkat çekeni
ise dinî metinlerdir. İnsanları en hassas yerlerinden yakalamakta usta olan
falcılar, bunun için kimi zaman kutsal metinleri kullanmaktan dahi
çekinmemişlerdir. Nitekim “gaybın anahtarlarının sadece Allah’ta bulunduğu”nu
belirtip “falın şeytan işi bir pislik” olduğunu söyleyen İslam’ın kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’in geçmiş asırlarda -ve günümüzde-
bir fal malzemesi olarak kullanılması bunun en tipik örneğidir. Bilhassa,
Osmanlı döneminde manzum, mensur veya manzum-mensur karışık pek çok Kuran falı
metni kaleme alınmıştır. Bunlar içerisinde özellikle manzum olanların edebî bir
kıymete haiz olmaları sebebiyle edebiyat araştırmacılarının göz ardı etmemesi
gereken metinler olduğu aşikardır. Bu nedenle, biz de söz konusu çalışmamızda
Fransa Milli Kütüphanesi’ndeki bir mecmua içerisinde bulunan Arap harfli manzum
bir Kuran falı metnini tanıtıp inceleyerek edebiyat ve kültür araştırmacılarının
dikkatine sunmak istiyoruz.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2017 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |