Deve,
özellikle Araplar arasında büyük bir önem taşımaktadır ve sefinetü’s-sahra (çöl gemisi) olarak anılmaktadır. Arapların deveye
verdikleri bu önem, dillerindeki deve ile ilgili kelimelerden de
anlaşılmaktadır. Bu anlamda Arapça, deve ile ilgili kelimelerin sayısı
bakımından oldukça zengin bir dildir. Hatta cahiliye devri şiirlerinin
konularından biri de devedir. Hemen her muallaka şairi, şiirinde deveden
bahsetmiştir. Deve, kutsal kitaplarda da anılmıştır. Hz. Peygamber’in hayatının
büyük bir kısmı deve sırtında geçmiştir.
Araplar kadar olmasa da Türkler de
deve yetiştirmiş ve taşımacılıkta develerden yararlanma yoluna gitmişlerdir.
Ortaçağ’da, ipek yolu üzerinde bulunan Türk ülkeleri deve kervanlarının geçtiği
yerlere dönüşmüştür. Araplarda görülen kadın güzelliğini deveye benzetme âdeti
Türklerde de vardır. Yörükler, şişmanca güzel kadınları “maya (dişi deve)”
benzetmesi ile övmektedirler. Yine Araplar tarafından önem verilen kızıl
develerin Türklerde de kıymetli olduğu görülmektedir. Dede Korkut Hikâyeleri’nde
“katar katar kızıl develer”, “şahbaz atlar su içtiği, kızıl develer gelip
geçtiği su” gibi anlatımlar, kızıl develerin Türklerdeki önemini göstermektedir.
Dîvânu Lügati’t-Türk’ten bu
yana yazılan Türkçe eserlerde deve ile ilgili pek çok kelime ve tabirle
karşılaşmaktayız. Bunların bir kısmı sözlüklerde yer alsa da bir kısmı sözlü
kültürde yaşamaktadır, bir kısmı ise kullanımdan düşmüştür. Özellikle deve
yetiştirilen bölgelerde deve ile ilgili birçok söyleyişle karşılaşmaktayız.
Erkek deveye buğra veya buğur denilmektedir. Dede Korkut
Hikâyeleri’nde “bin maya görmemiş buğra” ifadesi ile erkek ve dişi deve
için kullanılan kelimelerin ikisi bir arada verilmiştir.
Devenin, Türk atasözleri ve
deyimlerinde de önemli bir yer teşkil ettiği görülmektedir. İnsanımız, sosyal
yaşamdaki birçok konuyu ve sorunu deve üzerine kurulan bu kalıplaşmış sözlerle
ifade etme yolunu tercih etmiştir. Gerekli niteliklerden yoksun olan kişinin “Deve
Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz”, herkesin gözü önünde gerçekleşen büyük bir
olayı gizlemeye çalışmanın yararsız oluşu da “Deveye bindikten sonra çalı
ardına gizlenilmez.” şeklinde ifadesi bunların sadece birkaçıdır.
Bu çalışma ile kültürümüzde deveye
dair atasözleri ve deyimler tespit edildikten sonra bunların konularına göre
tasnifi yapılacak ve anlamları üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2018 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 4 Sayı: 3 |