Toplumcu-gerçekçilik,
modern sanat ve edebiyat akımlarından birisidir. Sanatsal/edebi eser nezdinde
ilk olarak Maksim Gorki’nin Ana adlı
romanıyla belirginlik kazandığı kabul edilen bu akım, 1934’te Rusya’da
gerçekleştirilen 1. Sovyet Yazarlar Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda sistemleştirilmiş
ve aynı ülkede “resmi sanat/edebiyat anlayışı” olarak benimsenmiştir. Kısaca
“Marksizm’in sanat ve edebiyat alanındaki izdüşümü” şeklinde tanımlanabilecek
bu akım, Türkiye’de Meşrutiyet’in son yıllarında yankısını bulmaya başlamış,
1920’lerin sonunda Nâzım Hikmet’le ivme kazanmış ve 1980’lere kadar Türk edebiyatının
baskın akımları arasında yer almıştır. Fakat Rusya’da ve Batı’da olduğu gibi
Türkiye’de de toplumcu-gerçekçilik, temsilcisi konumunda bulunan bütün
yazarlar/şairler nezdinde aynı şekilde idrâk edilmemiş, bunun sonucu olarak
Türk edebiyatı özelinde birden fazla toplumcu-gerçekçilik anlayışı ortaya
çıkmıştır. Bunlar arasında öne çıkanlardan birisi, Attilâ İlhan’ın “sosyal
realizm” şeklinde adlandırdığı estetik anlayıştır. “Sosyal realizm”, özgün bir
toplumcu-gerçekçilik teorisi ve pratiği yaratma çabasının bir sonucu olarak
görülebilir. İşte bu makalede sosyal realizm, Attilâ İlhan’ın ‘İkinci Yeni’ Savaşı ve Gerçekçilik Savaşı adlı kitaplarındaki
yazılardan hareketle ele alınacak ve bu hususta temel ilkeler tespit edilmeye
çalışılacaktır.
Modern sanat ve edebiyat toplumcu-gerçekçilik sosyal realizm
Socialist-realism is one of the modern arts and literary trends. This
flow, which first appeared with the The Mother novel of Maksim Gorki in the context
of artistic / literary work, was systematized in line with the decisions taken
at the 1st Congress of Soviet Writers in Russia in 1934 and accepted as
“official” art / literary understanding of the same country. In short, this
current is explained as “the reflection of Marxism in art and literature” and
it began to find an echo in the Constitutional’s last years in Turkey, at the
end of the 1920s gained momentum Nazim Hikmet and has been among the dominant
currents of Turkish literature until the 1980s. However, significant
differences were seen between the aesthetic perception of the socialist-realist
poets and writers in Turkey. As a result, more than one socialist-realism
concept emerged in Turkish literature. One of the prominent among these is the
aesthetic conception Attilâ Ilhan calls “social realism”. “Social realism” can
be seen as a result of an effort to create an original socialist-realism theory
and practice. In this article, social realism will be dealt with from the texts
of Attilā Ilhan's ‘İkinci Yeni’ Savaşı and Gerçekçilik Savaşı, and basic
principles will be tried to be determined on this subject.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 12 Sayı: 25 |