Covid-19 salgını devletin tanımı ve işlevi üzerinde yeni bir kırılma noktası yaratmıştır. Bu kırılma noktası, geçen yüzyılın son çeyreğinden beri dünya genelinde egemen makro-ekonomik ve toplumsal sistem olan neoliberalizmin sıklaşan bunalımlarını gözler önüne sermiştir. Özelleştirme ve serbestleştirme aracılığıyla kar maksimizasyonuna dayanan bu sistem, bölgesel ve küresel çapta yaşadığı bunalımların etkisiyle çeşitli toplumsal protestolara ortam hazırlamıştır. Neoliberal devlet, merkez ve çevrede, bu protesto dalgalarına yanıt üretmek için güvenlik önlemlerine giderek daha fazla başvurmaktadır. Önlemler, ücretli çalışanları sermaye grupları karşısında baskı altında tutmak için çeşitlenmektedir. Böylece çeşitli disipline edici mekanizmaları içeren güvenlik devleti, birikim bunalımlarına çözüm olarak hayata geçirilmektedir. Güvenlik devletini açıklayabilmek için kullanılacak kavram ‘olağanüstü hâl’ olacaktır. Sermaye lehine yeniden biçimlenen devlet yapısı bu kavram üzerinden daha iyi incelenebilir. Bununla birlikte olağanüstü hâl, salgın dönemindeki otoriterleşmeyi anlamak için iyi bir çerçeve çizmektedir. Salgında artan güvenlik tedbirleri, baskı ve sermaye grupları lehine düzenlemeler güncel durumu tahlil etmek açısından önemlidir. Olağanüstü hâl; ücretli çalışanlara olduğu kadar azınlık gruplarının aleyhine uygulamalara da neden olmaktadır. Bu tür örneklerin yaşandığı yerlerden birisi de Britanya’dır. Britanya, Covid-10 salgının başladığı andan itibaren, diğer pek çok ülkeyle benzer biçimde, olağanüstü hâl uygulamalarını hayata geçirmiş, işgücünü ve toplumsal yaşamı sınırlayan kuralları yürürlüğe koymuştur. Ancak bu kurallar ücretli çalışanları değil, sermaye gruplarının karını korumaya yöneliktir. Ayrıca Avrupa’nın diğer pek çok ülkesinde, salgının var olan eşitsizlikleri arttırdığı, madunlara yönelik ayrımcılığı tetiklediği görülmektedir. Bu nedenle salgın yalnızca biyolojik bir felaket olarak değil, aynı zamanda toplumsal gerilimleri daha da kırılgan hale getiren bir olgu olarak da okunmalıdır. Bu çalışma, Britanya örneği üzerinden salgın döneminde belirgin hale gelen güvenlik devleti ile neoliberalizm arasındaki bağlantıyı incelemektedir.
Covid-19 salgını güvenlik devleti otoriterleşme neoliberalizm ulusötesi sermaye
Bu makalenin yazılmasına büyük destek sağlayan, Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi doktora programındaki 'Devlet, Sınıf, İktidar' dersinin öğretim üyeleri Dr. Cemil Yıldızcan ve Dr. Cihan Özpınar hocalarıma ve dersin tartışmalarına ufuk açıcı katkılar sunan bölüm arkadaşlarım Aybala, Batuhan, Burak ve Ela'ya en içten teşekkürlerimi sunarım. Onlar olmadan bu çalışma ortaya çıkamazdı.
Covid-19 pandemic has created a turning point on the description and function of state. This turning point has demonstrated the frequent crises of neoliberalism which has been the dominant macro-economic and social system since the last quarter of the previous century. This system that is based on profit maximization via privatization and liberalization paved the way social protests through the crises in regional and global scale. Neoliberal state, in core and periphery, has gradually resorted to the security measures to response these protest waves. The measures verify in order the wage employees to be under pressure against the capital groups. Therefore, security state which includes various disciplinary mechanisms has been carried out as a solution to crisis of accumulation. The concept to explain the security state will be ‘state of emergency’. The reshaped state structure in favor of capital can be analyzed over this concept. In the meantime, state of emergency draws a good framework to understand the authoritarianization within the pandemic era. Increasing security measures, pressure and regulation for the capital groups are crucial to examine the current situation. State of emergency has caused the implications against the minority groups as much as against the wage employees. One of the places where these kinds of examples have been experienced is Britain. Britain, like many countries, put the implications of state of emergency into practice and brought the rules that limit the labor force and social life into effect. However, these rules are not intended for wage workers, but for the interests of the capital groups. It has also been observed that the pandemic has increased the existing inequality and triggered discrimination on the subaltern in lots of European countries Thus, the pandemic should not only be viewed as a biological catastrophe but also viewed as a fact makes social tensions more fragile. This study analyzes the tie between security state that has become apparent in the pandemic and neoliberalism through the case of Britain.
Covid-19 Pandemic Authoritarianization Security State Neoliberalism Transnational Capital
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 9 Sayı: Özel Sayı |