743 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden önce kurulmuş olan vakıflarda vakfedenin, kendi soyundan gelen kişiler ile hısımları başta olmak üzere üçüncü kişilere vakfedilen malvarlığı ya da geliri üzerinde belirli koşullara bağlı olarak bir menfaat sağlaması mümkündü. Gerek Türk Medeni Kanununun kabulünden sonra yürürlüğe giren 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ve gerekse bu Kanunu mülga eden 5737 sayılı Vakıflar Kanununda hak sahiplerinin galle üzerindeki hak sahipliği korunmuştur. Ancak Vakıflar Kanunu, vakfedenin hısmı olan şahısların galleden yararlanması için, vakfeden ile hısımlık ilişkisinin ve vakıf senedine göre diğer başka koşullar aranıyorsa bu koşulların hak sahibi açısından gerçekleşip gerçekleşmediğinin Mahkemece tespit edilmesini aramaktadır. Uygulamada bu davaya vakıf evladiye davaları ya da galleye müstehik evlat olduğunun tespiti davası denilmektedir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 22 Sayı: 3 |