Borçlarını kendi rızasıyla ödemeyen borçluya, alacaklıları tarafından icra takibinde bulunulması mümkündür. Bu durumda, borçlunun malları, devletin icra organları tarafından haczedilerek, haczedilen malların paraya çevrilmesi ve bu para ile alacaklıların tatmin edilmesi yoluna gidilir.
Haciz, borçlunun haczedilen mallar üzerindeki mülkiyet hakkını kaybetmesi sonucunu doğurmaz. Ancak diğer taraftan, borçlunun bu mallarda tasarrufta bulunarak alacaklıların haklarına ulaşmalarını engellemesinin de önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, haczedilen mallar üzerindeki borçlunun tasarruf yetkisinin alacaklılar lehine kısıtlanması öngörülmüştür. Haczedilen malın bir taşınmaz olması halinde, bu tasarruf yetkisi kısıtlaması, muhafaza tedbiri olarak tapuda şerhler sütununa kaydedilir. Haczin şerhi, tapu kütüğünün kilitlenmesi (kapatılması) sonucunu doğurmaz; borçlu hacizli taşınmazları üzerinde tasarrufta bulunabilir. Fakat “tapu kütüğünün aleniyeti ilkesi”nin bir sonucu olarak, şerh verilen tasarruf yetkisi kısıtlamaları, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir.
tasarruf yetkisi kısıtlaması haciz taşınır malların haczi taşınmaz malların haczi şerh yiyiniyetli kazanım
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 22 Sayı: 3 |