Çevresel sorunların üzücü bir şekilde hissedildiği günümüzde, bilimin neredeyse her alanında çevre ile ilgili
çalışmalara rastlamak mümkün hale gelmiştir. Bu durum, hukuk bakımından da geçerlidir. Güncel bir sorun
olan çevrenin korunması diğer tüm bilim alanlarını ilgilendirdiği ölçüde hukuk bilimini de ilgilendirmektedir.
Gelinen aşamada genel olarak kabul edildiği üzere, çevre sorunları sadece sınırlı bir kesime değil tüm
insanlara ve hatta gelecek kuşaklara dahi sirayet eden son derece kritik bir meseledir. Bu kritik konuda
hukuk biliminden beklenen en basit ve makul çıktı ise özetle, çevrenin korunmasına fayda sağlayabilecek bir
dizi hukuk kuralıdır. Normlar piramidinin en üstünde yer alan kuralları içeriğinde barındıran anayasa ise
bu sonuca ulaşılabilmesi adına öncü ve önemli bir role sahip bulunmaktadır. Bu kısa çalışma kapsamında,
anayasaların çevrenin korunması bakımından taşıdığı önem ve çevrenin korunması hedefinde izlenmesi
gereken anayasal yöntem üzerinde durulmaktadır. Bu meyanda 1982 Anayasası kapsamında çevre hakkının
durumu, elden geldiği ölçüde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
Çevrenin korunması çevreci anayasacılık çevre hakkı sağlıklı bir çevre hakkı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 24 Sayı: 2 |