‘Ulusal’ veya ‘Ulusalcılık’ gibi terimler hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra ülkemizde hem de Hindistan, Cezayir, bazı Afrika ülkeleri, Balkan ülkeleri gibi ulusal kurtuluş mücadelelerini verdikten sonra özgürlüklerini elde eden ülkelerde tarih içinde yer almıştır. Bu ülkelerin bazılarında sinema etkin bir biçimde ulusal kimliğin ve kollektif bilinçaltının oluşturulması için kullanılmıştır. Sinemanın emekleme döneminde, 20. yüzyılın başlarında, ilk sinema salonu Pittsburgh’da açıldı. O dönemde Pittsburgh İngilizce bilmeyen göçmenlerin çoğunun yaşadığı bir yerdi ve sinema o noktada asimilasyon amacıyla kullanıldı. Günümüzde, Türkiye’de 1965’lerde ortaya çıkan Ulusal Sinema arayışları gibi oluşumlar dikkat çekmemektedir. Bu duruma küreselleşme olgusu bağlamında bakıldığında, anlaşılır nedenleri göze çarpmaktadır. Ekonomilerin küresel bağlantılarla birlikte hareket ettiği yada etmek zorunda kaldığı bir dönemde, üst yapı kurumu olan kültürün, dolayısıyla sanatın da bu gelişmelerden etkilenmesi kaçınılmazdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Eski Sayılar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Ocak 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 6 Sayı: 23 |
Bu web sitesi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Öneri Dergisi
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Göztepe Kampüsü Enstitüler Binası Kat:5 34722 Kadıköy/İstanbul
e-ISSN: 2147-5377