Türkiye’de modern yasal sistemin kurulması
modernleşme tarihi ile iç içe geçen bir süreçtir. Kadınların toplumsal konumları ve yasal hakları meselsi ve bu konuda yapılan tartışmalar da ayıtı geniş bağlam içinde şekillenmiştir. 1926 tarihli Medeni Kanun, Türkiye’de yürürlüğe giren ilk laik Medeni Kanun olması ve kadınların kurulan ulus devletin vatandaşları olarak yeni toplumsal statülerine dönük pek çok maddeyi içeriyor olması nedeniyle, özel bir öneme sahiptir. Kadınların yasal hakları ve statüleri açısından 1920’lerde başlayan bu süreç bugün yeni bir aşamadadır. Buna damgasını vuran en önemli gelişmelerden bir de ilk kez 1926 yılından günümüze kadar köklü bir değişim geçirmemiş olan Medeni Kanun içindeki Aile Hukukunda 2001 yılında yürürlüğe giren köklü değişikliklerdir. Bu yazıda, bu değişiklikler, bunların kadınların toplumsal konumları ve toplumsal kimlikleri açısından sonuçlarını değerlendirmek üzere ve bağlam duyarlı bir biçimde, söylemsel ve metinsel olarak analiz edilmektedir. Bu nedenle bu incelemenin ‘arkeolojik’ (Foucaultcu anlamda) bir nitelik taşıdığı da söylenebilir. Çalışmanın kuramsal çerçevesini ise öncelikle Alan Hunt’ın ‘kurucu hukuk kuramı’ belirlemiştir.
Hukuk Sosyolojisi Medeni Kanun Aile Hukuku Kadın Hakları Toplumsal Cinsiyet Türkiye’de Modernleşme Süreci Alan Hunt
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Eski Sayılar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 7 Sayı: 28 |
Bu web sitesi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Öneri Dergisi
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Göztepe Kampüsü Enstitüler Binası Kat:5 34722 Kadıköy/İstanbul
e-ISSN: 2147-5377