Muhasebe bilgisinin özünde objektiflik ve doğruluk yer almakla birlikte, bu bilgiyi başlangıç noktaları farklıolan iki kaynak oluşturmaktadır. Bazı bilgiler objektif bir şekilde ve titizlikle mali yıl içinde yapılan işlemlerden ve kayıtlardan sağlanırken, bazı bilgiler işletmenin muhasebe politikasını yansıtan tahminler esas alınaraksadece yıl sonunda yapılan kayıtlara dayanır. İşletmenin benimsediği muhasebe politikası, işlemlerin nasıl muhasebeleştirileceğini, hangi değerleme ölçütlerinin kullanılacağını, hangi kalemlerin finansal tablolara alınacağını ve hangilerinin finansal tablolardan çıkarılacağını belirler. Bu bağlamda, pek çok işletmenin muhasebe yaklaşımında temel aldığı bir tutum “ihtiyatlılık”tır. Karşılıklar, koşullu borçlar ve koşullu varlıklar, tahminlere dayanılarak oluşturulan muhasebe bilgilerindendir.Muhasebede olasılıkları ve belirsizlikleri kaydetmenin tek bir yolu vardır. Bu da finansal tabloların hazırlanmasında ihtiyatlılık ilkesini esas alarak, söz konusu olasılılık ve belirsizlikleri gerçekleşmiş gibi göstermektir. TMS 37, karşılıkların, koşullu borçların ve koşullu varlıkların belirlenmesini ve ölçümünü kurallara bağlayaraksisteme oturtan bir standarttır. Bu çalışma, TMS 37’de yer alan karşılık, koşullu borç ve koşullu varlık kavramlarını ele alarak, standart kapsamında nasıl tanımlandıklarını ve nasıl muhasebeleştirileceklerini örnek olaylarlaanlatmaktadır
Despite the fact that objectivity and accuracy are placed in the core of the accounting information, two different sources with different starting points create the essence of this knowledge. Some of the accounting information is provided from the transactions and records that are kept during the financial year in an objective andmeticulous manner. However, some of the information is based on the estimations reflecting the entity’s acounting policy and is provided from the records that are kept only at the end of the year. The accounting policyadopted by the entity determines bookkeeping procedures, valuation criteria, items that will be placed in and removed from the financial statements. In this context, many entities adopt the attitude of “prudence” in their accounting approach.Provisions, contingent liabilities, and contingent assets are information that is created according to estimations.There is only one way to record the probabilities and uncertainties in accounting, which is to present them as ifthey took place, by preparing financial statements according to the principle of “prudence”. IAS 37 is a standart that codifies the identification and measurement of provisions, contingent liabilities andcontingent assets. In this study, by discussing provision, contingent liability and contingent asset concepts, their definitions in the scope of the Standart and recording procedures are examined with case studies
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 13 Sayı: 40 |