Ronald Dworkin is one of the eminent philosophers of law and politics of the 20th century. The author has created a unique theory of justice, especially with his criticism to the doctrine of positivist law. Dworkin argued that justice is a wider concept which can not be squeezed into the narrow world of written rules. According to the author, the value called as justice is maintained not only by written rules but also by principles that is a part of law. In this respect, the concept of law is formed by rules and principles and judges refer to the principles to administer justice in the absence of any rules. However defining law as the form of rules and principles is not sufficient. At this point the judge who is to aply law is crucial. Dworkin’s ideal judge, a Herculean figure, plays a central role in the author’s theory of justice. Hercules is trying to maintain justice in every concrete case with his superhuman knowledge and skills. According to the author the legitimacy of political power stems from their respect for the rights and freedoms. Dworkin of the opinion that rights and freedoms have moral character, prior to their political and legal aspects, and trump in the hands of individuals. This approach that is defined as “rights thesis” by the Author requires that all authorities, in particular the judiciary, are obliged to respect these rights and freedoms
Ronald Dworkin 20. yüzyılın önde gelen hukuk ve siyaset felsefecilerinden biridir. Yazar özellikle pozitivist hukuka getirdiği eleştirileri ile özgün bir adalet kuramı oluşturmuştur. Dworkin her şeyden önce adaletin yazılı kuralların dar dünyasına sıkıştırılamayacak ölçüde zengin bir kavram olduğunu ileri sürmüştür. Yazara göre adalet denilen değer sadece yazılı kurallarla değil aynı zamanda hukukun bir parçası olan ilkelerle sağlanmaktadır. Bu açıdan hukuk dediğimiz kavram kural ve ilkelerden oluşmaktadır ve yargıçlar kural yokluğunda ilkelere başvurarak adaleti sağlamaktadır. Ancak hukuku sadece ilke ve kural şeklinde tanımlamak yeterli olmamaktadır. Bu noktada hukuku uygulayacak yargıç önem kazanmaktadır. Dworkin’in Herkül olarak tanımladığı ideal yargıç figürü yazarın adalet kuramında merkezi rol oynamaktadır. Herkül insanüstü bilgi ve becerisiyle her somut olayda adeta ince bir işçilikle adaleti sağlamaya çalışmaktadır. Yazara göre siyasal iktidarın meşruiyeti hak ve özgürlüklere olan saygısından kaynaklanmaktadır. Dworkin için hak ve özgürlükler siyasi ve hukuki olmanın öncesinde ahlaki karakter taşımakta ve bireylerin elinde koz olarak durmaktadır. Yazarın haklar tezi olarak ifade etiği bu yaklaşım gereği, başta yargı olmak üzere tüm otoriteler bu hak ve özgürlüklere saygı göstermekle yükümlüdür
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 4 |