The press appearing in the latest period of the Ottoman State in real sense in our country and freedom afforded to the press soon reached it aware of the social implications have been subjected to severe restrictions. Another significant point of this type of freedom for our legal system is that it has been regulated in all the constitutions since 1876 (Except Constitution of 1921). Today, the issue of freedom of the press as provided and regulated in the Article 28 and the contd. of the Constitution is the leading actor in the discussions based on the incidence of “withdrawing the unprinted works” seen lately. The amendments to the Article 148 of the Turkish Constitution made through the Law numbered 5982 in 2010 enable the individual application at the Constitutional Court regarding the fundamental rights and freedoms provided in the Constitution and the European Convention on Human Rights. In this sense, the European Convention on Human Rights and the judgments of the European Court of Human Rights having a direct implementation field in our country have gained still more significance. With the adoption of the individual application, the point of view of the Constitutional Court for the fundamental rights and freedoms and thus freedom of the press contains great importance. This is why the freedom of the press, on the basis of the examination has been a significant milestone in our constitutional history and has been the subject of this study
Ülkemizde basın gerçek anlamda Osmanlı Devleti’nin son döneminde ortaya çıkmış ve çok geçmeden toplumsal etkisinin farkına varılarak basına tanınan özgürlük ciddi sınırlamalara tabi tutulmuştur. Bu özgürlüğün hukukumuz açısından bir önemi de, 1876’dan bugüne bütün anayasalarımızda (1921 Anayasa’sı hariç) düzenlenmiş olmasıdır. Günümüzde de Anayasa’mızın 28 ve devamı maddelerinde düzenleme alanı bulan basın özgürlüğü konusu, son dönemde meydana gelen “basılmamış eserlerin toplatılması” olayıyla birlikte tartışmaların baş aktörü olmaya devam etmiştir. Anayasa’mızın 148. maddesinde 2010 yılında 5982 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle birlikte, Anayasa’mızda ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ortak olarak yer alan temel hak ve özgürlükler ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bu anlamda ülkemiz açısından doğrudan uygulama alanı bulan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bir kat daha önem kazanmıştır. Bireysel başvuru yolunun benimsenmesiyle birlikte ise Anayasa Mahkemesi’nin temel hak ve özgürlüklere ve dolayısıyla basın özgürlüğüne bakış açısı da büyük önemi haizdir. Bu anlamda basın özgürlüğünün, anayasal tarihimizin dönüm noktaları temel alınarak incelenmesi önemli görülmüş ve bu çalışmanın konusunu oluşturmuştur
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 4 |