Liquidation of private company is a troublesome, time-consuming and tiresome and an unsatisfactory process for all parties, in case the partnership is not obliged to keep commercial register for not managing a commercial enterprise. Besides, as liquidation is a “refinement” process, as put by the Supreme Court, it is an economic operation not a legal one. Eventually, liquidation comes to mean “realisation”, “encashment”. The indictment of private comapny liquidation to the courts, the actual duties of which is to pass judgment, is an implementation, which drives the courts away from their principal duties. The 6098 numbered Turkish Code of Obligations brought along a regulation which was not included within the scope of the abolished Code of Obligations. The liquidation of private company is no longer performed by courts but by a “liquidator”. The courts are, henceforth, only entrusted with the liquidation procedure between the liquidator and those concerned and conflicts regarding the share to be distributed to every partner. Thus, the courts have been assigned with the settlement of conflicts, which may arise concerning the liquidation processes, rather than directly with the liquidation process itself
Adi ortaklığın tasfiyesi, ortaklık ticari işletme işletmediği için ticari defter tutma zorunluluğu yoksa zor, zaman alıcı ve yorucu, tarafların nadiren tatmin oldukları bir tasfiye sürecidir. Üstelik tasfiye, Yargıtay’ın deyimiyle bir “arıtma” işlemi olduğundan, hukuki değil, ekonomik bir faaliyettir. Nihayet tasfiye, “paraya çevirme” nakte çevirme” anlamına gelir. Adi ortaklığın tasfiyesinin, esas görevleri yargılama olan mahkemelere verilmesi, mahkemeleri asıl görevlerinden uzaklaştıran bir uygulamadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yürürlükten kalkan Borçlar Kanunu’nda olmayan bir düzenleme getirmiştir. Adi ortaklığın tasfiyesi artık mahkemeler tarafından değil, “tasfiye görevlisi” tarafından yerine getirilecektir. Mahkeme ancak tasfiye görevlisi ile ilgililer arasında tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin uyuşmazlıklarda görevlidir. Böylelikle mahkemeler tasfiye işleri ile görevli olmak yerine, tasfiye işleri hakkında çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümüyle kanunen görevli hale gelmiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 5 |