4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 605 – 618 maddeleri arasında düzenlenmiş bulunan “ Mirasın Reddi “ konusu genel olarak miras bırakanının, mali ve ekonomik hayatında yapmış olduğu hatalar sonucuna mirasçının katlanma yükümlülüğünü ortadan kaldırma işlevi gören önemli bir kurumdur. Mirasın reddi müessesesi, sosyal ve ekonomik hayatın bir gereksinimi olarak ortaya çıkmış olup, günümüz toplum yaşantısında, özellikle mirasçıların ekonomik durumunun, miras bırakanının borcunu ödemeye yetmediği durumlarda, hukuken başvurulan bir yoldur. Burada toplumumuzun sıkı akrabalık ilişkileri ve atalarına bağlı yapısı gereği, miras olarak kalan malın azlığı-çokluğu ya da terekenin borca yetip yetmeyeceğinden ziyade, mirasçının borç ödeme gücüyle mirası reddetmesinin doğrudan alakalı olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızda, mirasın gerçek reddiyle ilgili karşılaşılabilecek tüm konuları
doktrinde yaşanan tartışmalara girmeksizin hakim görüşler ve bu görüşlerin
uygulamadaki karşılıklarını irdeledik. Yargıtayın güncel kararları ve
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu' nun ilgili maddelerine değinerek mirasın reddiyle ilgili belli başlı
hususlarda açıklamalarda bulunulmaktadır
Mirasın reddi mirasın reddinde alacaklıların korunması denkleştirme mirasın reddinin iptali atanmış ve yasal mirasçı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 1 |