Son yıllarda, vatandaşlık kavramı küreselleşmenin etkisi, yeni dış
göç hareketleri ve devlet egemenliğinin zayıflamasına bağlı olarak çok
değişti. Daha önceleri yalnızca birey ile devlet arasındaki resmi bağı ifade
eden vatandaşlık kavramı, bugün aynı zamanda bir kimlik, bir haklar
manzumesi anlamında da kullanılmaktadır. Vatandaşlık kavramının
anlamındaki bu değişim onu uluslararası hukuk alanında ortaya
konan akademik çalışmalar bakımından da ayrıca çekici kılmaktadır.
Bu makale ise yalnızca değişen dünyada vatandaşlığın gerçekten ne
ifade ettiği yönündeki basit ama kafa karıştırıcı soruya yanıt vermeye
çalışmaktadır. Aslında dünya değişmektedir ve vatandaşlık da bu
değişime ayak uydurmalıdır. Vatandaşlık kavramının şimdiden büyük
dönüşümler içine girmesi bu bakımdan olumlu bir gelişmedir. Bununla
birlikte, vatandaşlık kavramını tanımlamanın zorluğu aynı şekilde devam
etmektedir. Uluslararası hukukta vatandaşlıkla ilgili yeknesak, evrensel
bir kural koymanın ihmal edilmiş olması sebebiyle, her devlet az ya da
çok biçimde bu konuda kendi standartlarını getirmekte özgür olmuştur.
Bugünün dünyasında insan toplulukları daha fazla hareketli ve çok
değişik devletlerle ilişki hâlinde olduklarından, hiçbir devlet vatandaşları
üzerinde tek hakimin kendisi olduğunu iddia edememektedir. Bazı
gelecek tahmincileri ve hayalciler vatandaşlığın 21. yüzyıl ve sonrasında
ne yönde değişeceğini öngörebilmek için hâlâ çaba göstermektedir.
Vatandaşlık Devlet Egemenliği Küreselleşme Göç Resmi Bağ Kimlik Haklar Manzumesi
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 10 |