Buluntu mekânlar kültürel mirasın bir parçası olup, o dönemin mimari üslubunu günümüze yansıtır ve yapıldığı dönem hakkında bilgi verir. Buluntu mekân kavramı; mevcut yapıların kullanılmaması ya da atıl bir şekilde terk edilmesinden sonra farklı bir kullanım alanına dönüşmesi ya da yeniden farklı bir işlev için inşaa edilmesi anlamına gelmektedir. Genel bağlamda mevcut yapı korunarak özellikle malzeme çeşitliliği ile yapılara anlam kazandırılmaktadır. Yirminci yüzyılın son yıllarında, dünya genelinde kamu tarihi ve koruması alanında gelişmeler meydana gelmiştir. Andreas Huyssen'in "doymak bilmez müze kültürü" olarak adlandırdığı kavramda, çok sayıda yeni yer ve nesne, tarihsel olarak önemli olarak tanımlanmış, anma ve yeniden işlevlendirme uygulamaları için birçok mekân uygulaması yapılmıştır. Geçmişin kalıntılarında aranan anlamların yelpazesi de bu bağlamda genişlemiştir. Politik olarak koruma kavramı popülist bir hal alırken, ticari olarak miras küresel bir endüstrinin parçası olmuştur. Toplumlarda sosyal, fiziksel, kültürel açıdan değişimler olmaktadır ve bu değişimler ihtiyaçlar doğrultusunda, mekânlara da yansımıştır. Buluntu mekânlar; çağdaş bir dille, yapıldığı dönemin üslup özelliklerini kaybetmeden işlev değişikliğine uğratılabilmekte ve yapıya sürdürülebilir özellik kazandırılabilmektedir. Atıl durumda olan yapılar, mevcut işlevini kaybettiğinde, eski yapının karakteri, özgünlüğü, dokusal ve yapısal bağı bozulmadan yeni kullanım amacına göre projelendirilmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu aşamada yapıyı; geçmişteki bağından koparmadan yenilemek önemlidir. Nitel araştırma kapsamında, buluntu yapılarda seramik malzeme kullanılarak, mekâna yeniden nasıl işlev kazandırıldığı araştırılmış olup; proje-tasarım-estetik boyutlarda değerlendirmeler yapılmıştır. Uluslararası platformda, konuyla ilişkili bu yapılar, örneklerle aktarılmıştır.
Buluntu Mekanlar Seramik Yeniden İşlevlendirme Sanat Tasarım.
The found spaces are a part of the cultural heritage and reflect the architectural style of that period to the present and provide information about the period that they were built. The concept of found space means; the existing buildings which are not used or abandoned in an idle manner, and then they are transformed into a different area of use or rebuilt for a different function. In general, the existing structure is preserved, and the structures are given meaning, especially with the variety of materials. In the last decade of the twentieth century, there have been developments in public history and conservation around the world. In the concept that Andreas Huyssen calls "insatiable museum culture", many new places and objects have been identified as historically important, and many space applications have been made for commemoration and re-functioning applications. The range of meanings sought in the remains of the past has also expanded in this context. Politically, the concept of conservation has become populist, while commercially, heritage has become part of a global industry. There are social, physical, and cultural changes in societies, and these changes are also reflected in the spaces in line with the needs. Found spaces, in a contemporary language, can be changed in function without losing the stylistic features of the period in which they were built, so the building can be given a sustainable feature. When idle buildings lose their current function, it is required to pay attention to the design of the old building considering the new purpose of use without deteriorating its character, originality, textural and structural bond. At this stage, the structure; is important to renew it without breaking it from the past. Within the scope of qualitative research, it was investigated how the space was re-functionalized by using ceramic materials in the found spaces; Project-design-aesthetic dimensions were evaluated. In the international platform, these structures related to the subject have been conveyed with examples.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Eylül 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Kabul Tarihi | 18 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 2 |
Dergimiz Crossref, SOBIAD, ASOS Index, Index Copernicus, IAD, Academia, ResearchGate ve Google Scholar'da taranmaktadır.