Suriye’deki savaştan ve Ortadoğu’daki iç karışıklıklardan dolayı 2011 yılından itibaren 4 milyona yakın kişi açık kapı politikası uygulayan Türkiye’ye sığındı. Gelen kişilerin büyük bir çoğunluğu belirlenen illerde ikamet etmeye başladı. Bu esnada pek çok uluslararası, ulusal ve yerel sivil toplum örgütü (STK) devletin denetiminde ve uluslararası fonların desteği ile Türkiye’ye gelen sığınmacıların acil ve psiko-sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli görevler üstlendi. Ulusal ve yerel STK’larda özellikle kadın çalışanlar, yardıma ihtiyacı olanların tespiti, yardım yapılacak kişilere karar verilmesi ve bu kişilere yardım sağlanması aşamalarında aktif olarak rol aldılar.
Düzce ilinde bulunan sığınmacılara insani yardım sağlayan STK’lar bünyesindeki kadın çalışanlar da bu süreçte gönüllü çalıştıkları kurumlar vasıtasıyla sığınmacılara insani yardım sağlanmasında önemli roller üstlendiler. Bu bakımdan bu çalışmada, ihtiyaç temelli insani yardım yaparak sığınmacılara barınma, gıda, kıyafet, eğitim, sağlık, sosyal uyum, psikolojik destek konularında yardımcı olan STK’lar çerçevesinde, kadınların STK’lardaki rollerinin neler olduğunu, yardım dağıtımı esnasındaki görev paylaşımının nasıl oluştuğunu, STK’larda çalışan kadınlar ile sığınmacı kadınlar arasındaki ilişkiler ve iletişim biçimlerinin nasıl kurulduğunu, STK’larda kadınları gönüllü çalışmaya iten nedenleri ve yardıma ihtiyacı olanların belirlenmesinde kadınların sosyal ağlarının etkisini incelemek hedeflemiştir. Çalışmanın örneklemi belediye, parti kadın kolları ve derneklerde sığınmacılara yardım yapan on bir kadın ile yapılan görüşmelere dayanmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış, yarı yapılandırılmış görüşme formu ve derinlemesine görüşme yöntemiyle veriler toplanmıştır. Bireysel görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Yapılan ampirik çalışmanın bulguları, STK’larda gönüllü ve aktif olarak çalışan kadınların insani yardımların organizasyonu ve dağıtımında vazgeçilmez rolleri olduğuna işaret etmektedir. Arkadaşlık, komşuluk, akrabalık ve dernek, siyasi parti üyelikleri gibi geniş sosyal ağları aracılığıyla yardıma ihtiyacı olanları tespit eden STK çalışanı kadınların, özellikle sığınmacı ailelerin özel alanına girme, evlerini ziyaret etme, kadın ve çocuklarla iletişim kurma konusunda erkeklere göre daha avantajlı oldukları görülmektedir.
Günün her saatinde ulaşılabilir olmalarıyla STK gönüllüsü kadınlar, yardım ettikleri ailelerin “annesi”, “ablası”, “koruyucusu” durumunda olmakta ve sığınmacı ailelerin maddi, sosyal ve psikolojik tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır. Ancak kadının ev içinde görünmeyen emeği gibi STK gönüllüsü kadınların bu alandaki emekleri de çoğu zaman görünür hale gelememektedir.
Sığınmacı Göç Sivil Toplum Kuruluşu Toplumsal Cinsiyet İnsani Yardım
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 2 |